Friday, June 02, 2006

Haberler :)


Selam Dostlar,
Öncelikle yorumlarınız ve ilginiz için teşekkürler..
Spor salonu macerama gelince.. Ee şey, Ehm yani gelmesek aslında, geçen gün ilginç bir film seyrettim onu anlatayım :) Yok yok olmıycak itiraf etmeliyim, o gün spor salonuna gitmedim, bunu bir yenilgi olarak görüp kendimden intikam almaya karar vererek eve 4 kişilik bir ailenin 1 haftalık mutfak alışverişini yaparak gittim.. (Pek abarttım be, ama buna yakın birşeydi..) Sonra evde sözkonusu 4 kişilik ailenin yaklaşık 2 günlük toplam yemeklerini yedim.. Korkunçtu, gece rahatsızlıktan 3-5 kez kalktım, nasıl bunu yapabildim diye çok şaştım..
Sonraki gün düzeldim ama, yani dün.. Akşam sadece meyve yiyip mışıl mışıl uyudum, bunu yapabildiğime de şaştım :)
Şaka bir yana kötü bir tecrübeydi, şu anda da yapmaya çalıştığım sadece doyma noktamı kaçırmamaya çalışmak, yani normal insanlar gibi acıkmak, yemek yemek ve doymak.. Ben şu anda bunu yapamıyorum, aç mı tok mu olduğumu pek anlamıyorum fiziksel olarak. Paso yiyorum ya da diyetle az yiyorum ama aslında kendi açlığım tokluğumla ilişkim zayıf.. Bunu sağlamaya çalışıyorum.. Ne kadar çok şeyi aslında canım istemeden yediğimi görüyorum şimdi. Mesela dün gece oturup kendime çikolatalı tatlı hazırladım. Sonra kendime "bunu gerçekten yemek istiyorm musun güzelim?" diye sordum.. Farkettim ki istemiyorum aslında, sadece midemi devamlı doldurmaya çalışıyorum. Sonra bıraktım tatlıyı..
Spora da gidicem yaa hala içimde umut var.. Oyunteorisi nin dediği gibi bir süre gidersem bırakamam diye düşünüyorum, o seviyeye gelmeye çalışacağım..
Bu arada insanların ne düşündüğünü aslında eskiden daha çok önemserdim, şu anda daha az ama yine de güçlü bir şekilde var. Ama bunun üzerinde düşüneceğim tekrar..:)
Gelecek sefere daha iyi bir haber vereceğim.. Söz , çok fena söz..

7 comments:

isola said...

yemeklere fazla kafayı takıyoruz yaa :/ binge'ın tanımını çok yüzeysel biliyordum, benim de bir ara ilk gençlik yıllarımda bir dönem yaptığım şeye benzetiyorum kısmen. o zamanlar okuldan eve dönerken (orta son lise başına rastlar) okul çıkışı eve bir sürü abur cuburla gelirdim (elimde bir torba abur cubur artık düşün...) evde oturup bir köşede herkesten gizli onları yerdim, kek (kek dediğim de, şu hazır satılan çikolatalı vs'li keklerin büyük boylarından ) üzerine çikolatalar, çeşit çeşit gofretler... :/ şimdi yüzüne bakmadığım ne kadar abur cubur varsa götürüyordum resmen! ve tadına vara vara yediğimden de değil... şimdi düşününce en az 2000-3000 cal bir defada yiyor olabilirmişim gibime geldi. en hızlı da o zamanlar kilo almıştım. bir süre sonra sonlandı bu. bu sefer de "compulsive overeater"lığa mı terfi ettim bilmiyorum artık :P

o yılları fazla anmıyordum geçmiş gitmiş olumsuz şeylerin üzerinde fazla düşümek istemiyor insan fakat şimdi düşününce enteresan geldi. olmaması gerektiğini bile bile sürdürüyor insan. normal bir oburluktan daha farklı psikolojik bir durum sanırım. duygusal... içindeki boşluğu yiyerek doldurmaya çalışmak ya da günlük stres ve hayattaki problemlerle başa çıkma yöntemi olarak yemek yemek...
yedikçe kendini kötü hissetmek, kendini kötü hissettikçe yemek...
bir defada o kadar yedikten sonra doymanın getirdiği tatmin yerine midenin çektirdiği eziyetlerle başbaşa kalıyor insan tabii :(

kendimizi yemek yiyerek iyi hissetmek yerine spor yaparak iyi hissetmeye alıştırmak zorundayız. başka yolu yok. karamsar bir hava yaratıyormuşum gibi olmasın ama önümüzde bir sürü sağlık riski var, zaman da öyle hızlı akıyor ki bir süre sonra bu hastalıklar yavaş yavaş yoklamaya başlayacak bizi.
o bakımdan ertelemenin manası da kalmadı artık. tökezlesek de kaldığımız yerden devam etmek gerekiyor hep. üff amma uzattım, kafa ütüsü modunda oldu tam.

geçmişinde kilo verebilmiş biri olarak bunu tekrar başarabileceğine inanıyorum ben. yeter ki şu kendini cezalandırma seanslarından uzak durabil. gitmediysen gitmedin spora ne yani, bunun için kendine bu kadar yüklenme... iyi haberler bekliyorum.

hep birlikte herkese geçmiş olsun ve kolay gelsin diyerekten artık susuyorum.

Talisman said...

Merhaba Diyetzede ve İsalo,
İlginize çok teşekkür ederim.. Gerçekten, böyle şeyler moral veriyor..
Benim yaptığım kesinlikle senin lise yıllarında yaptığın şeyin aynısı sevgili İsola.. Ve evet, yerken herhangi bir tad alınmıyor, derdim sadece doldurmak, boşluk duygusal olduğu halde, midemi doldurabiliyorum bari orayı doldurayım gibi garip bir fikre bile bile boyun eğmek.. kesinlikle kötü birşey, yapmaya çalıştığının tersi bir durum oluşuyor, böyle yaptıkça duygusal boşluk derinleşiyor.
Bu binge işlerini bıraktım gibi geliyor bana, umarım kalıcı olur. Artık daha bilinçliyim sanki ve artık her tür dert karşıma çıktığında kaçmak yerine içimden "gel" diyorum, "seninle başa çıkabilirim." Sanırım bu, bir fark yaratacak.
Sevgiler..

Auryn said...

Yemek ile ilişkimiz çok tuhaf.
Bizi sanki birşeylere karşı koruyor. onun arkasına sığınmışız.
Sanki başka herşeyi düşünmemek için sürekli bunu düşünüyoruz. Ve bunun sürekli olması için yemeyi kesmiyoruz.
Bu yazdıklarımı daha önce de düşünmüştüm ama ilk kez su üstüne çıktılar.
Senin yazdıkların bana hatırlattı bu fikri.
Bence diyet konulu bir kitap al bu aralar istediğin motivasyonu sağlamana yardımcı olabilir.
öptüm

isola said...

elifdoğan,

"Bizi sanki birşeylere karşı koruyor. onun arkasına sığınmışız.
Sanki başka herşeyi düşünmemek için sürekli bunu düşünüyoruz. Ve bunun sürekli olması için yemeyi kesmiyoruz."

bunu ne doğru demişsin yaa :( çok garip ama gerçek sanırım...
--------------------

bu arada talisman ne yaptın uzundur yoksun ortada :) kendimden bildiğim üzere yazmadığım zamanlar ya kilo veremiyorum ya da kilo alıyorum. geçmiş 2 haftada olduğu gibi :P umarım sende de böyle değildir.:D post bekliyoruz hadi...

Auryn said...

Talisman'a ısmarladım kazanı kazanı,
Ben sevirem hem okuru yazarı hey okuru yazarı..
Burda blogunu güncellemeyenlere laf çarptırıyorum haberin olsun :)

isola said...

evaat, ay küçülüyor herkes diyete başlasın, manyak kilo verelim.

isola said...

talisman'a bişiler oldu, canı sıkıldı yazmıyor, biraz ara veriyor sanırım. ama olsun gene de "yazsaydın yaa" diyorum ben. ben bugün (16 haziran) "iskender+künefe" yedim mesela. (ardından da 1.5 sat yürüdüm) kimse duymasın diye bloga da yazmıyorum, hatta yazmıştım ama sonradan sildim, şimdi ne gerek var bunu yazmaya diye...

ama cts-pazar aç gezeceğimi düşünerek yedim tabii o ayrı... (bahane) burayı da kendi bloguma dönüştürdüm ya hadi hayırlısı...
eee yazmayının bloguna yazarlar.