Diyet konularına ara verdik sevgili Hugh le ama yine de Pazartesi günkü endokrinolog randevusunu anlatmak ister deli gönül..
Olay şöyle gelişti, sabahın kör vaktinde henüz kargalar kahvaltılarını yeni bitirmiş çaylarını içerken doktorun kapısındaydım ben. Orta yaşlı babacan bir adamcağız. Bana bir sürü soru sordu genetik yatkınlıklarım filan için. Sonra bi tepeden tırnağa muayene etti. Sonra beni tarttı, hiç hoş değil. :) 106 çıktım. Ama işin komiği boyumu da daha uzun tarttı. 2 santim uzamışım :))) Nası oluyosa..
Neysem sonra dedi ki, "Sende insülin direnci var ve bunu düzeltmemiz gerek, şeker hastalığı, Tip2 Diyabet için potansiyel oluşturuyor. Belki yarın olmazsın ama 5 sene sonra olursun, bilemedin 10 ama olursun"
Insülin direncini de şöyle açıkladı normal bir insan kan şekerini dengede tutabilmek için insülini 7 mg salgılarken benim vücut insüline direndiği için daha fazla insüline ihtiyaç duyuluyor ve ben 20 mg insülin salgılıyormuşum. Umarım doğru aktarmışımdır, ben böyle anladım. Sonra bir örnek verdi, bir hastası 30 mg salgılarken gelmiş, 130 kg filanmış, 80 kg civarlarına gelince bunun salgılaması normal yani 7 mg a düşmüş.
Yani kilo verilince halloluyormuş bu sorun ama bu sorun olduğu için de kilo vermen güç, hangisi hangisini doğuruyor belli değil, yumurta tavuk ilişkisi gibi. Bir yerde bu döngüye son vermemiz gerek.
Bunu da şöyle yapacağız, doktorum 3 şeyle olacak bu iş dedi.
1- Diyet (ne süpriz değil mi :))
2- Egzersiz (Spor salonuna filan gerek yok her gün yürü yeter dedi doktor.)
3- Glucophage
Bu üçüncü güzide bir ilacımız olup, kendisi beni iyi edeceğine hasta etmiş, güçten düşürmüştür. Şöyle ki, bu ilaç vücudun mevcut insülini kullanmasını sağlıyor, o direnci kırıyor, iştahı da bu nedenle azaltıyor, zaten çok iştahlı olmamın sebebi çok insülin salgılamakmış. İlaç vücudun insülini kullanmasını sağladığı için vücut extradan insülin salgılamıyor, iştahın da normalleşiyor.
Ben hemen Pazartesi başladım, ilk başta birşey olmadı ama yatmaya yakın bir mide bulantısı bir halsizlik. Neyse uyudum zar zor, gecenin köründe acaip bir karın ağrısı ile uyandım, ishal da yapmış ilaç.. Ama bu yan etkiler normalmiş,bir süre sonra geçiyormuş. Neyse bakalım.
Bu arada Sashacım (karmançorman) bana kendi tecrübelerinden çok bilgi aktardı, sağolsun, umut verdi bana, ben de onun gibi 3 aydan sonra ilacı kesmeyi hedefliyorum.
Ay çok yazdım, konuyla ilgisi olmayanlardan özür.
Bu arada ben tabii ki 3 gündür diyet yapıyor, yürüyor ve ilacımı içiyorum, artık bitecek bu iş.. Ve cidden iştahım azaldı. (Gerçi biraz da mide bulantısı ile başarıyor ilaç bunu bence ama :))Kararlıyım ve kendimi şimdiden en azından moral olarak hafif hissediyorum. :)
Sözlerimi de sevgili Depeche Mode un çok anlamlı "Nothing is Impossible" şarkısı ile noktalıyorum. (Sezen Cumhur Önal oldum ayak üstü :))Sahiden şu anki halime cuk oturuyor şarkı.
Nothing Is Impossible
just give me a reason, some kind of sign
i’ll need a miracle to help me this time
i heard what you said, and i feel the same
i know in my heart that i’ll have to change
even the stars look brighter tonight
nothing’s impossible
i still believe in love at first sight
nothing’s impossible
Türkçesi: (Bu sefer kendim çevirdim, idare edin :))
Bana bir sebep ver, bir çeşit işaret
Bu sefer bana yardımcı bir mucizeye ihtiyacım var
Ne dediğini duydum, ben de aynını hissediyorum
Kalbimde biliyorum ki, değişmeliyim.
Bu gece yıldızlar bile daha parlak görünüyor.
Hiçbirşey imkansız değil.
Hala ilk görüşte aşka inanıyorum
Hiçbirşey imkansız değil.
Not: Foto bir nebula fotoğrafı, bayılıyorum bunlara..