Tuesday, August 26, 2008

If I could melt my brain


Kafam karmakarışık.

Büyümek vs Büyümemek.. Bağımlılık vs Özgürlük.. Geçici Konfor vs Kalıcı (?)İç huzuru..
Hemen Haz vs Hazzı Ertele..
Meselelerim bunlar. Birşey değil yani.
Bazı şeyleri kabullenmek çok zor. Unutup devam etmek. Unutmadan devam etmeyi de bazen beyin reddediyor. Beyin istemediği şeyi alıyor unufak ediyor bazen sana duyurmadan..Sen uyudum kalktım sanırken, beynin o sırada bir rahatsızlığını, bir düşünceni yok etmiş olabiliyor. Kalktığında onu hissetmiyorsun, herşey yolunda gibi. Ama beyin yok ederken biraz kalıntı kalmasına engel olamıyor, şekil değiştirmiş artık başkalaşmış, senin gerçek acından farklı ve kırıntı halinde ama orada bir yerde duruyor. Tamamen yok olmamış. O yüzden bir tarafın hafif sızlıyor, sızının nedenini de bilemiyorsun. Beyin önemli kısımları öğütmeyi başarmış çünkü. Ama beynin hesap edemediği şey bu kırıntılar birikiyor. Birkince de insanın karşısına "sebepsiz sıkıntı" olarak çıkıyor. Neden sıkıldığını bilemiyorsun çünkü artık bu, yılların artığı, senin korkakça yok ettiğin sorunlarının gölgesi, hayaleti. Ama hayaletler de kalabalıklaşınca hep beraber bir gerçek insan gücüne ulaşabiliyor bazen. Sebepsiz sıkıntın karşına sorun olarak dikilebiliyor. Sebepsiz ağlıyorsun, durduk yerde. Anlam verilemiyor. Oluyor evet.

Ne yapmalı, beyne izin vermemeli ne zaman önemli birşeyi öğütmeye kalksa ona yas tutmanın kötü birşey olmadığı anlatmalı, yas bittikten sonra ancak normale dönebileceğini ama şimdi sıkıntı çekmesi gerektiğini anlatmalı. Hayaletlere karşı uyarmalı.

Hımm böyle içim kararık gibi yazdım ya, değil aslında yukarda anlattığım şeyi yaptım, beynime izin vermedim önemli bir sıkıntıyı unutmasına ve sanırım hallettim. Acı vericiydi, beni parçalara ayırdı ama yaptım. Daha sağalma yolunda adım çok ama neden olmasın, sağalabilirim.

Bu manyak süreçte sevdiceğin sabrını ve sınırlarını da bayağı zorladım. Anlamsız şeylerden deli gibi ağlama krizlerine girip, hayatımda ters giden herşey için onu suçladım. Ama maşallah sağlam durdu. Sadece kapris melekelerimin bir kısmını kazandığı dikkatimi çekti çünkü Angelina Jolie hakkında "kocası da güzel" dediğim için kocaman bir kavga çıkarmayı da o becerdi. Halbuki tam benlik birşeydi :) Sanırım ikimiz de beyinsiz çocuklarız ve bu çok güzel..

Monday, August 11, 2008

Saçmalayasım var..


- Bu iştekiler iyi filan da öküzler biraz insan yeni gelen birini öğlen yemeğe götürmezmi? Götürmediler. Yemekhaneyi sora sora buldum. Öksüz gibi yedim tek başımaa.. Sonra hoşuma gider oldu, zaten yalnız birşeyler yapmayı severim öğlenleri de kafamı dinliyom.. Hayıır gözüme toz kaçmadı, kendiliğinden buğulu.. (Di mi Mathy :))

- Erkeklerle sulh ilan ettim çünkü lanet olsun ki aşığım.. Virgilius bu zayıf anımdan faydalanıp misoginist misoginist yazı yazcakmış. Shame on him anasını satiym..

- Ama aşk ne güzel. Hep "Elbet sen de güzel olacaksın küçüğüm, aşk güzel ediyor herşeyii" şarkısını söyleyip duruyorum. Kendime "küçüğüm" diyorum lan, bu aşk çok acaip birşey. Göz var izan var o bakımdan. Ne demek len "küçüğüm".. Stephen, kralım, gel bana gözkulak ol, ben gene kanlı romanlar okuyup kanlı, küfürlü yazılar yazmak istiyorum.. "Küçüğüm" değilim bennn.. Ühühühühü..

- Küçüğüm nrınımm nrınımm.. Ayyy öyle tatlı bakıyo kii.. (Bak gene oldu, içimden alien gibi fırlıyo, lanet olsun..)

- Bi Funny Games seyretsem kendime gelir miyim? Miike? Three Extremes? Yok sanmam. Miike yi şefkatle seyredebilirim, bunu yaptığım gün vurun beni lan..

- Grange a sığınsam? Yok onun kendine faydası yok, daha vurucu sonlu bişey yazamadı herif. Amaaan salak o salak..

- Batman i beğenmedim ben, herkes niye beğendi o kadar? Normal aksiyon filmi gibi işte. Bi Nolan ın çekmesiyle herşey bitse.. Joker iyi tamam, güzel vurucu karakter ama o sonundaki mesajlar, insanlık dersi filan neydi öyle? Kör gözüm parmağına? Nah patlatmaz insanlar birbirlerini ölüm tehlikesi olduğunda, en büyük içgüdü diyoruz yaşamak, boru mu? Saçmaydı hele o Harvey Dent in yarısının yanması filan. Uff kaba anlatım kabaaa..

- Mamma Mia ne güzel halbuki, sağol Senaaağ sayende gittim, övmüşün ya, harika bir film. Tam "Feel Good" şeysi.. Abba da çok naif gerçekten ve çok eğlenceli..

- "Ben X" e gittim asıl, o kadar güzeldi ki. Kurgu dersen kurgu, estetik dersen mevcut, senaryo süper. Harikaydı yaa..

- "Küçüğüm" ün fotoğrafını da koydum, kendi küçüklüğüm yani. Tamamen Gregor a özendiğimden bir de "ayy ne tatlıymışın" diyesiniz diye. Açıkça söylüyorum işte, hehee..

- Bu arada sevdiceğim çok beğendi diye kendi küçüklüğümü kıskanıp surat astığımı da not edeyim ki, kendisi için üzülün.. Yazık vallahi, çekilir dert değilim :)