Monday, September 03, 2007

Ezginin Günlüğü- Gel öpeyim gözlerinden..


Cbox ta çıngır çıngır ilan ettiğim gibi Ezginin Günlüğü'nün Kuruçeşme Arena daki 25. Yıl Tribute konserine gittim. Yeri vurguluyorum çünkü Kuruçeşme Arena konum itibariyle çok güzel bir konser alanı.. Sahilde, boğaza karşı, şöyle söyliyim hemen karşıda Kuleli var.. Üstelik gece idi konser hımm, gece vakti İstanbul' a bu açıdan bakmayı kim sevmez ki?

Konser alanına girer girmez acaip şekilde boyanmış ve süslenmiş bir hanım bana rakı ikram etti, gerçek gibi durmuyor bu cümle di mi? :) Vallahi öyle oldu, kızcağızın boynuna tepsi gibi birşey asmışlar, üstünde rakı kadehleri, rakı alır mısınız diyor, hafifçe dumur oldum, almadım, (rakı içemiyorum bazı sebeplerden :)) bir de aptal aptal sırıttım. Sonra bonus kafa veriyorlardı, yeşil yeşil peruk, sadece adınızı ve telefonunuzu istiyorlar, bilgiye karşılık yeşil peruk, fair enough heh? :)

Uzatmıyım yerimi aldım oturdum, dört gözle benimkileri bekliyorum. Şimdi bu "benimkiler" diye sahiplenmemi hiiç kimse yadırgamasın, 14 senedir onlarlayım ben, benimle her yere gittiler, oturduğum tüm evlere, tatile gittiğim yerlere, arkadaş evlerine.. Bir sürü acıma ortaklar, bir sürü sevincime de, tabii ki benim onlar :) Üniversitenin birinci sınıfında yurtta ilk zamanlarımda keşfetmiştim Ezginin Günlüğü'nü.
Dizeler şunlar:
Badem gözlüm beni unut
Bu gemi bir kara tabut
Bu deniz bir ölüdeniz
İnsanlar ey nerdesiniz, nerdesiniz?

İç açıcı değil di mi? Ne zaman görülmüş benim iç açıcı şey sevdiğim? Bu Nazım Hikmet ' in bir şiiri ve 2. dünya savaşında Bikini adası yakınlarında hidrojen bombasından etkilenen balıkçıları anlatıyor. Hala içim ürperir düşündükçe:
"boynuma sarılma, gülüm,
benden sana geçer ölüm "
Off off.. Sonra "Gemi" şarkısına aşık oldum:
"Ah küçücük gemi,
Sulara attın şimdi kendini, delisin
Ahh yakarlar seni
Dönmezsin bir daha geri, delisin"
Burda kendimi küçük gemi ile özdeşleştiriyordum, ailemden ilk kez ayrılmıştım ilk kez tanımadığım 3 insanla bir odayı paylaşıyordum, herşey çok korkutucu idi benim için, mesela yurtta ilk gün ürküntüden yemek bile yiyememiştim, kantinde sanki herkes bana bakıyordu :) Ne günlerdi, güzeldi de, tabii bunu şimdi söylüyorum o zaman herşey kabus gibi geliyordu. Sonra geçti tabii, tanımadığım 3 insan en yakın dostlarım oldu, okulum da evim.. Gerçi ben kendimi hala küçük gemi gibi hissediyordum, o ayrı :)
Konser başladı o da ne, meğer sırf Ezginin Günlüğü söylemeyecekmiş, 25 yıllarını kutlama gibi imiş ve çeşitli şarkıcılar Ezginin Günlüğü şarkılarını yorumlayacakmış. Zaten bu şekilde albüm çıkmış.. içim cızz etti, bir korktum, ya güzel yorumlamazlarsa, ya güzelim şarkıların ırzına kastederlerse, içim daraldı bir anda.. Kimler söyliycek peki, içime sinmeyen biri olursa? Fanatizm böyle birşey :)
İlk önce yine benimkiler çıktı, "Gemi" yi söylediler beni mest ettiler. Sonra diğer şarkıcılar çıktı peşpeşe.. Korkum gerçek oldu mu? Bazıları için evet, mesela Bulutsuzluk Özlemi çok kötüydü, şarkıyı tanıyamadım. Yaşar -ki kendisini rahatça harcayabilirdim pek tanımadan- Ebruli yi güzel yorumladı, Haluk Levet -ki pek sevmem- Sabah Türküsü nü Rock tarzda haarika söyledi. (Ağzımda bal gibi tatlı bir türkü, bir iner bir çıkarım bu yokuşu), Yüksek Sadakat, "Bakakalırım giden geminin ardından" ı, müthiş yorumlamış, Rock yakışmış Ezginin Günlüğü'ne.. Yunanlı biri "Yunanistan yanarken bu şarkıyı söylemem ne garip" diyerek "Kül Vakti" ni söyledi, ne yalan söyliyim hiç söyleyemedi, üzgünüm, dostuz tamam da olmadıysa olmadı :) Sonra Barış Akarsu (güzelim çocuk) yemin ederim öldü diye torpil geçmiyorum ama "Leyla" yı çok çok iyi söylemiş. (Ben kimim söyle kayboldum, Gitmedim kaldım anılarda, Her sabah bir çöl masalında uyanırdım, belki de yanlış bir Leyla)
Ezginin Günlüğü'nde en sevdiğim şey sosyalleşmemiş olmaları, piyasaya bulaşmaları onlar için düşünülemez bile, o şarkıcılar grubu içinde öyle müstesna öyle yabani ve öyle güzeller ki, Hüsnü Arkan' ın konuşurken duraksayıp durması, Eylem Atmaca' nın şarkı söylerkenki duru hali, zarif hareketleri tüm grup üyelerinde bir durmuşluk oturmuşluk.. Seviyorum sizi..
[Emin İgus u da anmak lazım, "Alagözlü Yar" isimli dünya dışı albümlerindeki vokalist, gruptan ayrılmış. Harika bir sesi var bu adamın, su gibi, hava gibi. Siz farketmeden nüfuz eder içinize.. ]

Sevgili Ezginin Günlüğü, hep böyle kalın olur mu, Tribute yapcaz filan diye kendi saflarına çekmesinler sizi, dikkatli olun gözünüzü seveyim. Kim var sizden başka?
Ya bir de şunu söyleyediniz:
"sana nasıl bulsam, nasıl gitsem
nasıl etsem nasıl yapsam da
meydanlarda bağırsam
sokak başlarında sazımı çalsam
anlatsam şu kiraz mevsiminin
para kazanmak değil
sevişme vakti olduğunu..."

12 comments:

sessiz balik said...

ben de "seninkilere" ortak çıkacağım talis ;ezginin günlüğü için diyorum;çok severim. yetişmiyor sana sesim bekliyorum gelmiyorsun şarkısını da ayrıca bir severim ,ama ben ilk aşk albümünde kaldım ,eskileri daha çok sevdiğimi farkedip yeni albümü almadım.

Talisman said...

Eskiler daha güzel haklısın sessiz balık ama yenileri de severim ben.. Bir de postta bahsettiğim "alagözlü yar" albümünü dinledin mi eskilerden? O deli birşey..

sessiz balik said...

evet yaaa hem de kaç kere
keşke onlar gibi olsa şimdikilere pek alışamadım "bana bi koca lazım"
neydi o öyle ya

Öykücü said...

Ben Yaşarı çok severim.Sesi,şarkı sözleri,yorumu.Yaşarı dinle bence Tal.Onun kadar özenli söz yazan yoktur.Bestelenmeseler şiir olarak bile güzeller.

Çok güzel yazmışsın.

gülçin said...

talis, eline sağlık, güzel bir yazı olmuş. ben de severim ezginin günlüğü'nü. ben üniversitedeyken bi yeni türkü vardı bir bunlar. yeni albümlerini aldım, barış akarsu gerçekten çok yürekten söylemiş, yaşar'ı eleştirenler vardı ama bence ebruli yakışmış ona. hasreti, sevgiyi, özlemi öyle ince ince dokurlar ki şarkılarında..

sevgiler

Anonymous said...

Talismancım bende ezginni günlüğünü pek bi severim o hatunun ince kıvrımlı sesi beni mest ediyor....Renkli bir akşam geçmiş daha ne olsun şeker...:=))
nermin

ESTHER said...

Şarköyde halk konseri vermişlerdi.. hep birlikte gitmiş izlemiştik.. ne kadar güzeldi.. canlı performanslarına hayran kalmıştık.. hep birlikte eşlik etmiştik.. çok güzel bir atmosferdiç.. sonra "bana bi koca lazım" ı duydum şok geçirdim.. bunlar onlar olamaz dedim :)

bilmiyorum ki gene de eskiye saygıdan severim.. bu arada taliscim..bloguma bir göz at önemli bir değişiklik olacak.. haber vereyim dedim..

sevgiler

sherlotte holmes said...

şarkılarını çılgınca dinlerdik üniversitedeyken... hala severim... ama bi itirafta bulunayım... okulda izlediğimiz konserlerden birinde pek sevgili solist abimiz öylesine "tarih öğretmeni" göründü ki gözüme... bi daha izlemeden sadece dinlemeye karar verdim kendilerini...

ne bilim...
saçma bişi belki de...

Anonymous said...

ah o "alagozlu yar" albumu; amerikaya gelirken valize giren ilk seylerden biriydi. yanginda ilk kurtarilacak esya gibiydi benim icin. sonra birine verdim, dinlemek istedi. kayboldu gitti guzelim cd. simdi okuyunca yine aklima geldi bak, icim acidi. aynen dedigin gibi Talisman, ayaklari yere herkesle beraber basan bir grup Ezginin Gunlugu. Ask albumleri de bir baska guzeldir. boynu bukuk bir papatya olduguma aldanma..diye giden kucucuk sarkilari bile cok guzel.
yakin zamanda cikan albumlerini dinleyemedim ben henuz. youtubeden 1980 ve bana bir koca lazim'i izledim. ikisini de cok begendim:) bana bir koca lazim cok seker bir sarki bence. tabi uluorta soylemeye gelmez turkiye'de. adami tefe koyarlar:)

Talisman said...

Sessiz balık can,
"Bana bi koca lazım" aslında Hüsnü Arkan ın sevdiği muzip şarkılardan, Hüsnü muzur bir insan (yok Hüsnü Arkan diyemiyorum :)) belli etmese de..

Öykücü'm,
Yaşar evet Ebruli yi güzel söyledi bir de çok saygılıydı, bizimkileri sevdiği çok belliydi, takdir ettim kendisini..

Gülçin' cim,
Demek aldın albümü ben daha alamadım. Aşk Bitti yi hiç söyleyememiş bence Aşkın Nur Yengi, o şarkıyı çok çok seviyorum halbuki :(

D-chich,
Naaber aşk nasıl gidiyor, magazin gazetecisi Talisman :))

Esther im, blogundaki değişikliği çoktandır biliyorum, sana mailimi nasıl ulaştıracağım ama, sayfanda mail adresi yok sanki? Bir de kızıyorum ben, tabii ki sana değil bu önlemi almana gerek duyuranlara , hasta beyinler.. :(
Bu arada "bana bir koca lazım" a kızmayın o kadar yav :)

Sherlotte can,
Ben çok güldüm Hüsnü ye tarih öğretmeni demene :)) Halbuki çok da neşeli bir insan, şarkı söylerken kendinden geçişine bayılıyorum ben, gidiyor adam başka diyarlara.. Sesiyle de oynuyor, yani ben izleyerek dinlemeyi de seviyorum :)

Pelin merhabalar,
Hoşgeldin bloguma, ben de bir süredir gizli gizli takılıyordum aslında senin blogunda, burada seni görünce sevindim :)
Evet Alagözlü Yar muhteşem birşey. Boynu bükük papatya yı da çok severim bir de ufak şarkılarından "sen giderken" çok nefis, bak şu:

durdum baktım arkandan
sen giderken
bana bir hoşçakal bile demeden
giderken

insan neler duyar anladım
o zaman
can alıp başını bedenden
alıp başını giderken

off off.. Bana bir koca lazım ı seven çıkmasına sevindim bir de.. :)

Anonymous said...

Ezginin Gunlugu nu ben de cok sahiplenen biriyim ve yazini buyuk bir istahla okudum, tuylerim diken diken ve ozlemle...tesekkurler...

ssbb said...

sizi yeni keşfettim, çok beğendim.
blogunuza cezmi ersöz hakkındaki yorumunuzdan geldim. ersöz hakkındaki yorumunuzun altına imzamı atarım, zira ben de kendisini aynı kelimelerle tanımlıyorum.
ezginin günlüğü iyidir, hüsnü arkan'ı sevdiğinize göre iktidarsiz.com u biliyorsunuzdur herhalde.
selamlar