Tuesday, January 30, 2007

KAOS


O kadar çok şey var ki yazacak..
Nerden başlayım bilemiyorum ki.. En iyisi maddeliyim.
Başıma Gelen Abukluklar
1- İşyerinde hiç rahat değilim, daha önce dediğim gibi deli gibi çalışmaktayım. Bir türlü de yaranamamaktayım. Neden bilmemekteyim, son tahlilde çok da takmamaktayım..
2- Aile problemlerim oldu, kilometrelerce öteden onların kavgalarında arabuluculuk, arada kalıcılık, kendimi çok kötü üzmecilik yapmaktayım. Fazlasıyla canımı yakan bu proses neyse ki şu anda hafifledi, nerdeyse geçti ama delip de geçti. Bir kaç gece ağlayarak uyudum..
3- Bunca strese üzüntüye karşı koyamadım mı yoksa lanet olası bir iradesiz miyim bilmiyorum ama 3-5 gün çılgınlarr gibi yedim. Hele bir gün öyle böyle değildi. Doldur-boşalt mantığı ile çalıştım resmen. Yıpratıcıydı, lezzetsizdi. Zevk alarak yemedim sadece bişeyi dolduruyordum. Bir tür boşluğu..
4- Diyetisyene gittim, 101 olmuşum tekrar.. 2 adım ileri bir adım geri giden yağız bir yeniçeri delikanlısıyım. Aslında yakında 31 olcam pek de delikanlı sayılmam.. Ühühühü
5- 31 deyince aklıma geldi (yok yok o değil, terbiyesizler :)) ailemle ilgili bir sürü problem yaşadım ya, o an acaip evlenmek istedim, evli olsaydım bana dokunamazlardı, evlenmeliyim, ilk önüme gelenle evlenmeliyim diye düşündüm. Allahtan önme kimse gelmedi :)) Yoksa ben kel fodul demeden evlenecektim. Ne komik değil mi, kazık kadar okumuş kız, cahil filan değil, zaten uzakta yaşadığı ailesinden ayrılmak için evlenmek istiyor.
6- Şimdi bunu itiraf etmeye fecii utanıyorum ama bitmedi.. Hrant Dink e çok üzüldüm ya ben, deli oldum, gecelerce rüyamda gördüm, sonra belki de tesadüf ermeni birine aşık oldum, yani hoşlandım. Hrant Dink e üzülüp gördüğü ilk ermeniye aşık olan ilk insan olarak tarihe geçmek isterim. Utandım valla, utandım.. Bir de kendime etnik köken yüzünden ayrımcılık yapılmaz ama etnik köken yüzünden de aşık olunmaz şapşal deyip durdum. Pozitif ayrımcılık yani.Bu komik aşkın sonu da hüsran, evliymiş sevgili arkadaşımız. Şapşal talisman ilk bakacağı yere yani adamın yüzük parmağına en son baktığı için küçük çapta bir kalp kırıklığı yaşadı işte.
7- Bunu da itirafa zorlanıyorum ama aşık olurken asıl motivasyonum baba özlemi idi, baba.. Babam ben 11 yaşında iken öldü ve ben kendimi onun yokluğuna artık üzülmediğime ikna etmiş durumdaydım. Ama işte 30 yaşındayım ve hala baba özlemi motivasyonu ile birine aşık olabiliyorum. Aşk demeyelim de hoşlanma..
8- Yaa insanım sonuçta dalgalanıp duruluyorum, her gelen dert eninde sonunda gidiyor, yenilere yer açıyor..Varsın olsun.. Gelin len dertler..
9- Hrant Dink e geri döneceğim, onun ve karısının aşkına da ayrıca çok üzüldüm çok tatlı bir tanışma evlenme hikayeleri var ve bir fotoları vardı Tempo dergisinde, büyüledi o fotoğraf beni. Yanyanalar, Hrant Dink karısına bakıp gülümsüyor, karısı da objektife bakıyor gülümseyerek. Ama nasıl bir foto anlatamam. Sevgisi ile karısını sarıp sarmalamış bir adam ve bu sevgi ile sarhoş, hafif mağrur, hafif muzip ve çokça mutlu bir kadın. Öyle içim yandı ki. Neden güzel şeyleri, iyi şeyleri insanlardan alıyorlar? Neden insan gibi insanları koparıyorlar bizden? Yüreğimde hala bir yumru var.

Benden bu kadar, belki de ilk kez bu kadar açıyorum kendimi. Pişman değilim :)
Sevgiler.

6 comments:

miso said...

merhaba talisman
diyet olayında kolay gelsin sana, zor bir iş cidden. İnsanın içinde, asla söz dinlemeyen başka bir insan var gibi oluyor:(
İş olayında ise daha da çok kolay gelsin. boşver diyemiycem, ben işimi acayip ciddiye alan bir manyağım. Ama kendini de yiyip bitirme ya.
sevgiler
miso

renkler said...

Off, demin bir post yazdım ama salak google accountu aldığımdan beri sorun yaşıyorum, neyse demiştim ki: İş hayatı böyledir. Kafaya takmamaktan başka bir çare yok. İnan heryer öyle... Yalakalık yapmıyorsan, iş yapmak yerine laf ebeliği yapmıyorsan işin zor! Yaranamamanın tek sebebi yalaka olmamandır.

Anonymous said...

Biraz itiraf gibi olmuş ama çok da güzel olmuş.Hrant Dinkten hepimiz ne çok etkilenmişiz baksana kalbinin çarpmasına bile sebep olmuş adam..:=)) ne güzelll...
KG'lara gelince hep öyle canım yaa dert etme olur mu..

loungetime said...

Canım ya boşş ver gitsin bu hayatta ölüm hariç hiç bir şey üzülmeye değmez. Bi z ne 31 gördükte 32 bile olduk hayır 5 ay sonra o bile bitecek. Sen hayatın güzelliklerine bak.

tombilikim said...

Canım önce bloğuma yorum bıraktığın için teşekkürler. İkincisi burası dünya..Akıllı insan ne kazandığına sevinmeli ne de kaybettiğine üzülmeli.Bir şekilde geçip gidiyoruz işte..Çok fazla çalışıp kıymetimizin bilinmesi çok da önemli değil bence..Biz işimizi hakkıyla yaptığımıza inanıyorsak olay bu kadardır..Başkaları görsün veya görmesin bu bizi fazla ilgilendirmemeli.Ama şunu da unutma.Mutlaka birileri bir şekilde seni farkedecektir.Evlilik doğru kişiyi bulduysan fena değil hatta güzel bile sayılabilir..Ams takmaya değmez.öptüm

loungetime said...

Talişman biliyorsun bu ara bloglarda sobeleme ve mimlen me var bende Ümran tarafıbdan mimlenince seni mimledim sıra sende hadi kolay gelsin