Thursday, March 08, 2007

Mixed


Hayatımla ilgili pek birşey olmuyor. Çalışıyorum, Dr. House seyrediyorum. Oblomov' u okuyorum, dehşetle Oblomov la, pek çok ortak özelliğimiz olduğunu görüyorum. İkimiz de atalet içindeyiz ve ertelediğimiz çoook işimiz var. Ertelenen işlerden nefret ediyorum. Gözümde büyüyen şeyler, halbuki beni yaptığım zaman mutlu edeceğini bildiğim şeyler. Bilmiyorum, başkalarının yapmam için dayattığı şeyleri uslu uslu yapıyorum da kendim dayatınca birşeyler, pek çabuk isyan ediveriyorum. Rejim de öyle birşey değil mi zaten? Yani disiplin dışardan gelince amenna ama özdisiplin sıfır. Aksine özde bir anarşi hakim.

Neyse cici şeylerden bahsedelim yarın gece yeğenimi görmek için Ankara ya gidiyorum, çooook özledim şekerimi. Çoook.. O yüzden çok mutluyum. Hem de gitmişken okuluma da gidicem, okulumu da özledim, canım benim. Ya hayat güzel aslında di mi? Güzel canım olmaz mı?

Bu arada yine rejime başladım ben ama söylemiyom korkuyom hemen bırakırım diye, 32 yaşımda 70 kilo, 33 yaşımda da 54 kilo olma hayali kuruyorum. Hep de kurarım bu hayalleri haa.. Doğum günü fotolarım çok feci ya, morbid obez oldum galiba. İnsan garip bir utanç duyuyor. Bilmiyorum, hep aynı şeyler..

Bu aralar gözüm ağrıyor büyük ihtimalle zorladığımdan ama ben şeker hastası oldum gözlerim geri dönülmez şekilde zayıfladı diye düşünüyorum. Dr. House beni hastalık hastası yapmış olabilir mi acaba?

Hala işteyim, işten sonra 23 Numara filmine gitmek istiyorum ama halim de yok. Bazen herşey gri oluveriyor.

Allahım nasıl saçma bir post oldu bu, ne yapalım hayat da öyle.

Uzan işyerinde mesaiye kalma kalkacak desin, oyumu veririm tüm tanıdıklarıma silah zoruyla verdirtirim, onu da belirteyim son olarak.

8 comments:

deriella said...

demek ankara'ya geliyosun.. ee hoşgeliosun talismancım! ama bn artık korkuyorum oblomow benzerliği saptamandan sonra bazen ben mi yazdım hissine kapılıyorum. sürekli tekrar düşmemek adına bir daha böyle düşünsem de söylemicem söz veriyorum. iyi yolculuklar

Anonymous said...

Oblomov'u hiç duymamıştım merak ettim şimdi.Bir de talisman üniv. okuduysan hangi bölümü bitirdin onu da merak ettim:)

miso said...

talisman merhaba

demek ankara'ya geliyorsun :) cok sevindim. okula gel tabi ama ben o sırada okulda değil, sevgili oğlumun kıçında geziyor olacağım.

sev yeğenini bol bol
sevgiler
miso

Talisman said...

Selamlaarr..
Deriellacım, söylemeye devam edebilirsin ya, tekrara düşmen beni bozmaz :) Ankara ya hoşgeldim valla, çok iyi geldi bana :) Bu arada sen de post yaz yaaa :) Öperim.
Fery selam,
Oblomov çok iyi bir kitap gerçekten.. Tavsiye ederim. Bölümüm bana kalsa? :) Mümkün olduğunca tanınmamaya çalışıyoruz ya, ya da ben öyleyim, rahatlığı korumak adına. :) Sevgiler.
Selam Miso hocam,
Ben okula gidemedim yaa, Oblomovluk yüzünden :) Bir dahaki sefere inşallah :) Yeğenimi bol bol sevdim yanlız. O da yanımdam ayrılmadı zaten. Canım benim..

Anonymous said...

Canım arada böyle mood'lar oluyor ne yazık ki bende runaway mood'a girdim hatta patlama mood'undayım da aynı zamanda ooofffss falan yaniii söyleyeceğim şu ki herkeste var böyle süreçler.
Hayallerine kavuşman dileği ile...
Sevgiler

Dinza said...

Merhaba Talisman,

Geçenlerde tesadüfen buldum blogunu ve okumaya başladım. Hayrete düştüm basbaya...Binge eating muhabbeti, Oblomov, bu atalet durumu, diziler, müzikler falan direk ben de "yuh bu kadar da olamaz canım" hissi yarattı:)
Konuşacak çoook şey olabilir, başlanacak ve mümkünse başarılacak çok rejim de olabilir;)
Ne biliim ya, olur işte bişiler, yakın hissettim kısaca kendimi sana. Bu arada bu hafif manyak yaklaşımım da tamamen şaşkınlıktandır yani, yoksa ben de isterdim G. House gibi karizmatik bir kişi olmayı:P

Noni said...

Canım senin hayatınla ilgili birşey olmuyormuş benimse hep olumsuz şeyler oluyor neyse ki her yağmurun ardından açan bir güneş oluyor :)
Ankara'dan dönmedin mi? Ne kadar şanslısın istediğin her zaman onu görme şansın var, kıymetini bil!
Ben de 6 aydan sonra yeğenlerime kavuşuyorum inanılmaz mutluyum :)

Talisman said...

D-Chic selam,
Çok sağol, cidden mood feci değişken..
Dinza ben de istedim paylaşmak, konuşmak ama bloguna giremedim çok mahzunum, halledelim şu işi :)
Nonicim,
Yeğenlerin yurtdışında olması gerçekten zor yaa. Ama iş çok olunca 5 saatlik mesafede bile göremeyebiliyor insan ama yine de seninki çok daha zor. Geliyor olmalarına çok sevindim :)