
Friday, November 30, 2007
Kızgınım!!!

Monday, November 26, 2007
9 Şarkı, Gülçin, Mercury Fur

Dün gece Nip Tuck biterken çalıyordu bu şarkı. Pavlov' un köpeği gibi kendi gözyaşlarımla eşlik ettim. Zaten ota ..oka ağlama ama bir yandan da ağlayamama dönemindeyim. Bunun nasıl birşey olduğunu biliyor musunuz? Yani böyle saçma dizilerde filan saçma yerlerde ağlarsınız ama bir kaç damla akar, insan ağlayabilse bir kova ağlayacağını hisseder ama bir iki damladan öteye geçemez. Hep böyle ucundan kıyısından dönülür ağlamanın. İğrenç bir isim takacak olursak "gözyaşı kabızlığı" diyebiliriz. Sinir bozucudur ama katlanılabilir, hayatın biteviyeliğini pek etkilemez.
Onun dışında güzel birşey oldu geçen hafta, sevgili Gülçin' le tanıştık, bana taa önceden aradığımı yazdığım bir Stephen King kitabını hediye etti. Çok düşünceli bir insan hem de unutmaması beni çok etkiledi. Sağolsun. Sonra beraber Mercury Fur ü bir daha seyrettik, yine hayran kaldım ama bu sefer daha bir içime işledi..
Şu dönem sinemalarda güzel film mi yok bana mı öyle geliyor? Perde hasreti başladı yavaştan, nerdeyse 3 hafta olacak sinemaya gitmeyeli..
Not2: "Suskunlar" bitmesin, noolurr bitmesin yaa..
Friday, November 16, 2007
The child is grown, the dream is gone
_large.jpg)
Thursday, November 08, 2007
DOT Tiyatrosu- Kürklü Merkür

ahkam kesebilir, hatta sizi de ikna edebilir-dim.. Ama nerden bilirdim ki Murat Daltaban diye bir adam çıkacak, DOT isimli bir tiyatro grubu kuracak, müthiş oyunlar yönetecek ve ben ağzım açık, hayran, şaşkın kalakalacağım..

Oyunun konusu ise şöyle:Gelecekte geçiyor. (Çok uzak gelecek değil korkarım.) insanlar büyük bir kaosa sürüklenmiş, şiddet olayları normalleşmiş, herkes tesadüf eseri yaşıyor ve kelebek yutarak bu kaosa dayanmaya çalışıyorlar, kelebek bir tür uyuşturucu ve özelliği anıları silmesi. Kahramanlarımız bir ağabey- kardeş, ağabey (Elliot) kelebek satıcısı ama kendisi asla kullanmıyor ama kardeşinin (Darren) anıları bulanık. Ağabeyin kardeşe hep gözkulak olduğunu anlıyoruz. Olağanüstü karışık bir apartman dairesinde bir parti hazırlığı içindeler. Ağabeyin sevgilisi Lola (bir erkek) "parti hediyesi" ni hazırlamak üzere geliyor. Partiyi düzenleyen ise Lola' nın abisi Sfenks..
spoiler-spoiler-spoiler
Parti hediyesi genç bir oğlan. İşkence görmüş, kendisinden geçmiş durumda.. "Parti Konuğu" için hazırlanıyor. Daha fazla yazmıyim, yazıktır.
spoiler-spoiler-spoiler
Olaylar düzenli bir ritmle tırmanıyor ve insanın çok zor dayandığı bir boyuta geliyor. Size de olur mu bilmem bazen bir konuya kafanız takıksa okuduğunuz kitaplarda, gördüğünüz filmlerde hep o konu çıkar karşınıza.. Algıda Seçicilik sanırım. Burda da insanı çarpan insanın kendini veya sevdiklerini korumak için başka insanlara yapabileceklerinin nasıl da sınırsız olduğu. Ve bunlar kötü insanlar da değiller, kendilerince sevgi hissediyorlar, abi-kardeş sevgisi çok bariz ya da Elliot ve Lola' nın aşkı çok gerçek fakat yine de korkunç şeyler yapabiliyorlar. Bu çok çarpıcı.
Hayatta kalma içgüdümüzün sınırı nerde? Bunu sorduruyor bu oyun ve cevaptan çok
mutlu olmuyoruz.
Oyunculuk çok iyi bu arada, insanı kendinden geçiriyor. İlginç olan tüm oyuncular sima olarak tanıdık, dizilerde filan oynamışlar ama dizilerde hiç ilgi çekmiyorlar artık nasıl senaryo yazılıyor ve yönetiliyorsa bu cevherler orda sessiz sessiz oynayıp duruyorlar. Oyunculuk israfı bu. Seyirciler de tümden oyuncuydu, hatta sanırım oyuncu olmayan sadece bizim gruptu. Zaten kapasite 30 kişi filan biz de 10 kişiydik. Ünlü görmekten şaşı olduk.
Öhm şimdi ciddi ciddi yazdım ya bir de itirafta bulunmalıyım, off çok utanıyorum ama oyunda 7 erkek ve 1 kadın var ve geneli çok yakışıklı, üstelik kostüm tasarımını belki de bilerek çok kışkırtıcı yapmışlar ve oyunda dikkatim dağılıp durdu. Sfenks karakterinin mükemmel bir adonis kası ve karın kasları vardı.. Uff kızardım resmen..Mesela şöyle, odanın sol tarafında geçiyor olaylar yani konuşmalar filan, o sırada Sfenks sağda tek başına duruyor ve ben katiyen sola bakamıyorum, Sfenks'i seyrediyorum ve karnındaki dövmeyi okumaya çalışıyorum. Ya da başka bir sahnede Elliot' ın ellerine bakıp "böyle el olamaz" filan diyorum. Yani bunu bilerek mi
yaptılar bilmiyorum ama değilse oyuna zarar veren birşey söyliyim :))
Bu arada şeyi düşündüm herhalde kadın gibi erkeği de metalaştırsak böyle birşey olur ve o zamana kadar o kadar kızdığım erkekleri biraz anladım. Neler diyorum yaa, kaçayım. Ama şunu
söyliyim tek taraflı metalaşma hiç adil değil. Erkekleri metalaştırma yoluna baş koydum :)))
Sapık Talisman
Not: İlk fotoda Sfenks' i görebilirsiniz. Soldaki kendisi.
Oyuncular: Serkan Altunorak ,Rıza Kocaoğlu, Tuğrul Tülek, Enis Arıkan, Engin Altan Düzyatan, Veda Yurtsever İpek, Cemil Büyükdöğerli, Cem Özeren