Nasılım?
Vallahi bilmiyorum.. Salıncakta gibiyim, bir iyiyim bir kötü. Kendimi bıraktım da artık. Hislerimden bahsetmiyim, bu aralar pek süper sayılmazlar genelde, arada süper zamanlar da olmuyor değil ya, yine de hissettiklerim benim olsun size olanları anlatayım:
If bitti, her zamanki gibi 2 filmi kaçırdım, bir filme kar yüzünden gitmedim yine de kendime göre fena performans değil.
The Art Of Negative Thinking muhteşem bir filmdi, Secret' çıların suratına tokat gibi inecek bir film.. Re.iki master bir arkadaş var ve bence master lık şöyle dursun, başka tür bir master yapsa daha iyi gelecek gibi duran biri, çok gergin.. Bu geçen ben "Hayat ..oktan" dediğim için "Durr, durr çağırıyorsun" dedi.. Baktım etrafıma ulan farketmeden garsonu filan mı çağırdım yanlışlıkla diyorum, "ne çağırıyorum?" dedim, meğersen ..oktan şeyleri kendime çağırıyormuşum, manyak mıyım ben yahuu.. Ne çağırcam, durum tespiti yapıyoz.. İşte ona "The Art Of Negative Thinking" i görmelisin sen dedim, dişlerimin arasından, çok iyi gelecek sana dedim.. "Hah, böyle şeyler izle sen" diye master master kınadı. Ben de "hehe hayat ..oktan" dedim..
Cuma günü doğum günüm, herkesi çağırdım, karaoke yapcaz, güzel olcak sanki..
Herşeyi yarım bırakasım var, uff bu postu da bırakmak istedim ama dur bakalım..
Bi şıklık hamlesine girip takım elbiseler, şifon bluzlar giymeye başladım, dokunuşları hoşuma gitti, mutluyum. İmza: Lennie.
Çok işim var nerden nasıl çıktı bunca iş? Bireysel Emeklilik paramı zararına çekip Yeni Zelanda ya kaçmak istiyorum. Ne klişe di mi? Ama ufff ne güzel olurdu. (Yerliler ..ker seni orda Talisman.. Uff susss bee manyakkk)
Yeni Zelanda demişken, Eagle vs Shark da süperdi, Yeni Zelanda da bizim 80 lerdeki halimiz gibi, pek kitsch ve pek şeker.. Ya bir de çok komik sahneleri vardı yaa, düşündükçe hala gülüyorum..
Ekmekçikız cımla buluştuk If te, sohbet ettik, ben beraber gideceğimiz filme geç kaldım, 7 dakika, kapıda yalvardım yakardım almadılar beni, "ayakta izlerim noolurr" bile dedim ruhsuz görevli sırıttı buna, omuz atayım şuna koşarak içeri gireyim dedim, sora tırstım, onun yerine hüngür hüngür ağlamaya başladım ama görevlinin önünde değil, ordan ayrılıp kenardaki koltuklara giderken..Durduramadım kendimi. Dürtü kontrolünde hep sorunlarım olmuştur zaten.. Sora burnumu "Puslu Kıtalar Atlası"' na gömdüm, Bünyamin' in ölüp dirilmesi macerası beni biraz kendime getirdi.. Sonra Ekmekçikız' cığımın çıkışını bekledim. Aşağı inip birşeyler içtik, muhabbet güzeldi, dedikodu bile yaptık :) Ekmekçikız' ın annesi ile kardeşi de geldiler, ben annesini çok sevdim. Sanırım babaannemden ötürü yaşlı teyzelere bayılırım, bana huzur telkin ediyor, hani yat dizine, unut herşeyi.. Bir de sanırım benim babaannemle geçirdiğim zamanlar en mutlu olduğum zamanlar, en sakin, en huzurlu.
Off ölen birini rüyada görmek nasıl acı oluyor di mi? Nerden nereye atladım ama.. Bazen görüyorum babaannemi rüyamda, iki çeşit.. Birinde öldüğünü biliyorum, rüyada olduğumu farkediyorum ve rüya bitmesin diye çaba gösteriyorum, diğer çeşitte öldüğünü bilmiyorum, ama "sen nerdeydin" şeklinde çok seviniyorum sonra rüyanın sonlarına doğru hatırlıyorum. İkisinde de ağlayarak uyanıyorum ama biraz mutlu da oluyorum, rüyada da olsa gördüm işte.. Uff yaa..
İç açıcı birşeyle bitireyim hımmm ne olsun ne olsuunn?
Aaa No body is Perfect çok ilginçti, böyle sırt derilerine 4-5 kanca geçirilmiş (deriyeee ıyy) iki adam var, sırt sırta duruyorlar, halatlar ikisinin de kancalarından geçiyor, sonra sırt sırta iken birbirlerinden uzaklaşıyorlar, halat geriliyor ve kancalar çekilmeye başlanıyor, derileri geriliyorrr ayyyy çok fenaydıı.. Bir tür halat çekme oyunu, kim kimi çekecek.. Bunu şöyle açıklıyorlar bu şekilde bir acıda vücut normalde salgılayacağının 4-5 katı endorfin salgılarmış, endorfine doyan bünye acıyı hissetmezmiş bir süre sonra. İşin kötüsü bu endorfin seviyesine alışınca bu derece acı da kesmemeye başlıyor ve daha fazla endorfin için daha acılı birşey aranıyor. Mesela 1 kanca taktıran biri ertesi gün 4 tane taktırıyor filan. Bunu gösteri şeklinde de yapanlar var, Paris te bir club da.. Bunların sahne arkasını gösteriyorlar, biri kan revan içinde geliyor ama nasıl mutlu, normal bir tiyatro oyuncusu oyununu bitirmiş gelmiş sanki, neşeyle "Seyirciyi salladık bu akşam" diyor, ulan sen parça pinçik olmuşun bu arada, buna da "Eh bir damarı patlattım galiba" deyip sırıtıyor. Vah kuzum, yapma böyle ama..
Aman bu hiç içaçıcı değil bee..
Eeeh benden bu kadar.. :)) I tried..
KANIKSAMAK
21 hours ago