Wednesday, February 27, 2008

Maybe down in lonesome town, I can learn to forget

Nasılım?
Vallahi bilmiyorum.. Salıncakta gibiyim, bir iyiyim bir kötü. Kendimi bıraktım da artık. Hislerimden bahsetmiyim, bu aralar pek süper sayılmazlar genelde, arada süper zamanlar da olmuyor değil ya, yine de hissettiklerim benim olsun size olanları anlatayım:
If bitti, her zamanki gibi 2 filmi kaçırdım, bir filme kar yüzünden gitmedim yine de kendime göre fena performans değil.
The Art Of Negative Thinking muhteşem bir filmdi, Secret' çıların suratına tokat gibi inecek bir film.. Re.iki master bir arkadaş var ve bence master lık şöyle dursun, başka tür bir master yapsa daha iyi gelecek gibi duran biri, çok gergin.. Bu geçen ben "Hayat ..oktan" dediğim için "Durr, durr çağırıyorsun" dedi.. Baktım etrafıma ulan farketmeden garsonu filan mı çağırdım yanlışlıkla diyorum, "ne çağırıyorum?" dedim, meğersen ..oktan şeyleri kendime çağırıyormuşum, manyak mıyım ben yahuu.. Ne çağırcam, durum tespiti yapıyoz.. İşte ona "The Art Of Negative Thinking" i görmelisin sen dedim, dişlerimin arasından, çok iyi gelecek sana dedim.. "Hah, böyle şeyler izle sen" diye master master kınadı. Ben de "hehe hayat ..oktan" dedim..

Cuma günü doğum günüm, herkesi çağırdım, karaoke yapcaz, güzel olcak sanki..
Herşeyi yarım bırakasım var, uff bu postu da bırakmak istedim ama dur bakalım..

Bi şıklık hamlesine girip takım elbiseler, şifon bluzlar giymeye başladım, dokunuşları hoşuma gitti, mutluyum. İmza: Lennie.

Çok işim var nerden nasıl çıktı bunca iş? Bireysel Emeklilik paramı zararına çekip Yeni Zelanda ya kaçmak istiyorum. Ne klişe di mi? Ama ufff ne güzel olurdu. (Yerliler ..ker seni orda Talisman.. Uff susss bee manyakkk)

Yeni Zelanda demişken, Eagle vs Shark da süperdi, Yeni Zelanda da bizim 80 lerdeki halimiz gibi, pek kitsch ve pek şeker.. Ya bir de çok komik sahneleri vardı yaa, düşündükçe hala gülüyorum..

Ekmekçikız cımla buluştuk If te, sohbet ettik, ben beraber gideceğimiz filme geç kaldım, 7 dakika, kapıda yalvardım yakardım almadılar beni, "ayakta izlerim noolurr" bile dedim ruhsuz görevli sırıttı buna, omuz atayım şuna koşarak içeri gireyim dedim, sora tırstım, onun yerine hüngür hüngür ağlamaya başladım ama görevlinin önünde değil, ordan ayrılıp kenardaki koltuklara giderken..Durduramadım kendimi. Dürtü kontrolünde hep sorunlarım olmuştur zaten.. Sora burnumu "Puslu Kıtalar Atlası"' na gömdüm, Bünyamin' in ölüp dirilmesi macerası beni biraz kendime getirdi.. Sonra Ekmekçikız' cığımın çıkışını bekledim. Aşağı inip birşeyler içtik, muhabbet güzeldi, dedikodu bile yaptık :) Ekmekçikız' ın annesi ile kardeşi de geldiler, ben annesini çok sevdim. Sanırım babaannemden ötürü yaşlı teyzelere bayılırım, bana huzur telkin ediyor, hani yat dizine, unut herşeyi.. Bir de sanırım benim babaannemle geçirdiğim zamanlar en mutlu olduğum zamanlar, en sakin, en huzurlu.

Off ölen birini rüyada görmek nasıl acı oluyor di mi? Nerden nereye atladım ama.. Bazen görüyorum babaannemi rüyamda, iki çeşit.. Birinde öldüğünü biliyorum, rüyada olduğumu farkediyorum ve rüya bitmesin diye çaba gösteriyorum, diğer çeşitte öldüğünü bilmiyorum, ama "sen nerdeydin" şeklinde çok seviniyorum sonra rüyanın sonlarına doğru hatırlıyorum. İkisinde de ağlayarak uyanıyorum ama biraz mutlu da oluyorum, rüyada da olsa gördüm işte.. Uff yaa..

İç açıcı birşeyle bitireyim hımmm ne olsun ne olsuunn?

Aaa No body is Perfect çok ilginçti, böyle sırt derilerine 4-5 kanca geçirilmiş (deriyeee ıyy) iki adam var, sırt sırta duruyorlar, halatlar ikisinin de kancalarından geçiyor, sonra sırt sırta iken birbirlerinden uzaklaşıyorlar, halat geriliyor ve kancalar çekilmeye başlanıyor, derileri geriliyorrr ayyyy çok fenaydıı.. Bir tür halat çekme oyunu, kim kimi çekecek.. Bunu şöyle açıklıyorlar bu şekilde bir acıda vücut normalde salgılayacağının 4-5 katı endorfin salgılarmış, endorfine doyan bünye acıyı hissetmezmiş bir süre sonra. İşin kötüsü bu endorfin seviyesine alışınca bu derece acı da kesmemeye başlıyor ve daha fazla endorfin için daha acılı birşey aranıyor. Mesela 1 kanca taktıran biri ertesi gün 4 tane taktırıyor filan. Bunu gösteri şeklinde de yapanlar var, Paris te bir club da.. Bunların sahne arkasını gösteriyorlar, biri kan revan içinde geliyor ama nasıl mutlu, normal bir tiyatro oyuncusu oyununu bitirmiş gelmiş sanki, neşeyle "Seyirciyi salladık bu akşam" diyor, ulan sen parça pinçik olmuşun bu arada, buna da "Eh bir damarı patlattım galiba" deyip sırıtıyor. Vah kuzum, yapma böyle ama..

Aman bu hiç içaçıcı değil bee..

Eeeh benden bu kadar.. :)) I tried..

11 comments:

elektra said...

:))) insan farkında olmadan garson da çağırıyor mu yahu talisim?:)şu berbat gece de beni güldürdün ya,, secret da seni güldürsün ne diyeyim:)))
bak bu mood aşağıdaki mooddan daha iyi.yapış sen bu haline. sakın bırakma.
öperim:)

EKMEKÇİKIZ said...

İnsanın anneanne, babaanne yakınlığını, belki teslimiyetini, başka hiç bir insanda bulmasına imkan yok.
İyi ki, anılarında yaşayan böyle bir yakının olmuş.
:))

EKMEKÇİKIZ said...

"Nobody is Perfect" ile ilgili yorum yapamayacağım, beni aşıyor.
:))

Anonymous said...

Bu kadarina pes artik, biz de dun Yeni Zelanda'ya gocmek icin sartlari arastirmaya basladik, sebebi yokken birden bire aklima geldi, girdik siteye hatta hukumete mail bile attik, bir hafta icinde cevap verceklermis.
Valla ben bu isten hafiften tirsmaya basladim Talisman, bir kere daha boyle birsey olursa biri su telefon reklamindaki gibi beni arayip Talisman senin dogum esnasinda kaybolan ikiz kizkardesin diyecek diye beklemeye baslicam. Boynunda madalyon yok di mi? Yahut elinin ustunde kibris haritasi gibi bir dogum lekesi? Ya da her sabah uc kere hapsiriyor musun? gerci o baba-ogul olunca oluyordu ama neyse yine de emin olmak lazim. Gerci kainatin garip yollarindan ve Tanrinin espri anlayisindan kim kendini kurtarabilmis ki?
Iyi ki cok konusmayayim diyorum, dedikce cenem daha da dusuyor bir bir.

Emre KORLU said...

gerçekten iç açıcı bir konuyla bitirmişsin yazını:) ama inan baştan sona okumak çok keyifliydi..bu arada iyi olmana sevindim..hep böyle kal

miso said...

Manyak talis
Geberdim gülmekten. Dur bi, nelere güldüğümü yazıcam. Önce Lennie'ye. Bayılırım ben ona. Bende de var biraz. Evde Fıstık var ya benim, bazen fazla dokanıyorum galibam heyvana, bir sonraki atağımda hayvan koşarak kaçıyor. İkincisi Yeni Zelanda'daki yerlilerle olan olası münasebetin. O da bitirdi. Ben tercih etmem meselağğ. En son da zincir, halka filan işleri. Parçık pinçik... Ay çok sağol, gözümden yaş geldi. (Var mı başka böyle gerzekliklere katılarak gülen?)

marruu

Talisman said...

Elektracımm,
Seni güldürdüğüme sevindimm.. Evet bu mod daha iyi idi. Şimdiki mod nası ki? Ya da yarım saat sonrası nasıl olacak acaba? Benim modlar pek hızlı değişen cinsten yahuu.. Pis özellik. :)
Ben de öperimm..

Ekmekçikızım,
Evet çok memnunum hayatımda böyle biri olduğu için, şükrediyorum. Onsuz nasıl bir çocuk olurdum pek düşünemiyorum bile..
No body is perfect beni bile hafif aştı :)
Sağol canım..

Passive A..
Hoşgeldin safalar getirdin öncelikle..
Demek ciddi ciddi girişimde de bulundun haa Yeni Zelanda için, ya ben de gelcem bana ne yaa.. İkiz kardeş kontenjanından gelcem.. İstiyorummm.. Dur bakalım daha ne benzerliklerimiz çıkacak? :)Sevgiler efenim, çeneniz hep düşsün..

Gay-Yor ,
Çok teşekkür ederim canım, bloguma da hoşgeldin. Senin açılma öykünü okuyup çok duygulandım, bir parça da zırladım sanırım, hoşgör :) Aslında çok mutlu bir olay. Hep mutlu ol inşallahh..

Misocuumm,
Demek güldürdüm seni, ne güzell :) Ya yerlileri ben de tercih etmem, sorma.. Sömürgecilerden kalan bir kaç hoş parça olmasını umuyorum ben :))
Lennie tam benim, çünkü mağazalarda pelüş paltoları okşarım, neşeyle sırıtarak o derecedir :)
Sevgiler kedişş.. :)

Dikkat! biyo var ! said...

Offfff Talis
Şu mucizeler gecesini bile zevkle izleyen bi manyağım.Bu kancalı şovu hem ıyyyyyk diyerek hemde keyifle izleyeceğimi hayal ettim de!
Piyuvvvvvv süper bi tecrübe olurdu!

Yaşlı teyze huzurunu bende iyi bilirim ve illa dizlerine baş koyma özlemini de:(

Ölü birini görünce korkuyom ben!
Çok sevdiğim birini canlıyken görüyom ama "lan bu öldüydü ,ölsün baba!Canlanmasın tekrarikorkuyom"diyom falan.
Saçma bi durum pıffff

Öbdüm yıvrımm

atila said...

en son ölü birini gördüğüm rüyamda baya sohbet etmiştik, ben de çok mutlu olmuştum. yani eğer rüyalar sadece zihnimizin bize oyunu değilse, sen kalk taa öte dünyadan gel beni bul. facebook gibi bi sistem mi vardır nedir. :)
bu sene hayatımda en fazla cenazeye katıldığım en çok ağladığım senem oldu galiba. O yüzden midir nedir artık daha huzurluyum, sevdiklerimin kıymetini biliyorum; mesela yarın bi arkadaşıma süpriz doğum günü ayarlıyoruz. pazar günü de hava güzel olursa mangal organize edicem.

talis inan bana sevdiklerimizi ölüm bile bizden alamıyo. yapmamız gereken daha fazla güzel anı sahibi olmaya çalışmak.. ;)

bide talis ben yepyeni bi blog açtım, içine üç beş yazı yazınca yani okunabilinir hale gelince şuanki blogumdan duyururum. mmm umarım daha iyi bi blogger olurum orda. :)

deger said...

Sevgili Talisman,

Doğum gününün 29 şubat olması enteresan. Gülçin'den tesadüfen öğrendim, geç te olsa, hiç kutlamamaktan iyidir düye düşündüm.

Doğum günün kutlu olsun, sen de her zaman mutlu ve sağlıklı ol.
Sevgiler.

Anonymous said...

aman my god yaa doğum gününü kaçırmışım bennn gecikmeule kutlasam olarmı yoksa seneye ikisini birden mi kutlasam?

bu arada durumların iyiye gitmesine pek bi sevindirik oldum talis yaaa

hep mutlu ol mutlu kal dileğimle ...