
Aşk içre olmayı özledim. Aşık olduğum bir kişiyi değil ama aşık Talisman' ı özlüyorum. Tanısanız siz de seversiniz onu. Enerjik ve sırıtık bir insan. Normal Talisman'la sırıtıklık konusunda ortaklar ama aşık olan abartıyor bir de normalinde enerjinin e si yoktur. Daha doğrusu seçici enerjikliği vardır. Sinemaya yetişiyorsa, yemeğe gidiyorsa, özellikle sucuk-ekmek yemek aklına takıldıysa (bunun için kış vakti, soğuk ve yağmur çiseliyorken bir saat yürüme macerası vardır.) bir enerji topu da olabilir ama öyle genel bir enerji hali? Iıııh zinhar yoktur, sakindir aheste aheste yürür, hatta bazen yardan yuvarlanır gibi yürür. İçine kaçan Oblomov onu öyle yürütür yoksa masum o :)
Aşık Talisman' sa mide bulandırıcı her aşık gibi havada yürür, işlerini zerafetle halleder, erken yatar, erken kalkar, bir yumurtayı sütle çırpar, tüm bunları yaparken de tek kişiyi düşünür, o yüzden de suratında hiç silinmeyen bazen daha büyüyen bir sırıtış olur. Ha bir de kilo verir, yemekleri aldatır çünkü, düşünmemeye başlar. Halbuki yemekler çekildikleri köşede sıranın kendilerine gelmesini beklerler, hiç bir zaman cenk meydanını terketmezler, bilirler ki onlar kalıcıdır, bilirler ki Talisman sefil olduğunda, kalbi kırıldığında, herşeyin baştan beri kendi yaratısı olduğunu anladığında, koşa koşa onlara gelecek ve hiç ayrılmamışlar gibi olacaktır herşey.. Yemekler çok sevdikleri Talisman'ı çepeçevre kuşatıp korumaya alırlar sonra, kalkan olurlar, gelebilecek tehlikelere karşı donatırlar, yerleşirler, acı çekme ihtimalini en aza indirmek için Talisman'ın içine yerleşirler.. Zamanla o kadar yer kaplarlar ki, onlardan başkasına yer kalmaz..
Aaa yazı aldı başını gitti, hiç aklımda yoktu yemeklerle aramdaki ilişkiyi deşmek, neyse bıraktım yazıyı rahvan gitsin..Hiç birşeyin dümeninde olmaya hevesim yok şu an, kendi yazımın bile..
"sil gözünün yalnızlıklarını
O an fısılda duvarlara adımı
Bin bıçak var sırtımda
Biniyle de adaşsın, her biri hayran sana."

"Kaybettim bugün kendimi hükümsüzdür
Sonu yok bunun, boşluklardan boşluk beğendim
Vazgeçtim bugün herşeyden,halsiz şu kalbim
Kan revan içinde hep kanamaz denen yerlerim
Hem suçsuz hem güçsüz hem halsiz"

Across the Universe' i seyrettim. O da savaş yanlısı ve savaş karşıtı kişilerin nasıl zaman içinde aynı olabileceği üzerine idi. Harika Beatles yorumları ile.. Hele bir "I wanna hold your hand" var ki, offf.. Bir sürü süpriz var içinde filmin. Kahramanları Jude ve Lucy.. ("Hey Jude, don't make it bad" ve "Lucy In The Sky With Diamonds" :)) Bu filmle cahilliğim de ortaya çıktı, Beatles ın "Strawberry Fields Forever" ının anlamını yeni çözdüm. Vizyona girecek, seyredin bu güzelliği. Hiçbirşey yoksa müthiş yorumlu 33 Beatles parçası var, Bono var, iyi oyunculuk var. Ha bir de müthiş güzel bir başlangıcı var. (Bilgi: http://www.imdb.com/title/tt0445922/)
"Kal yanımda böyle sonbahar gelince
Soysuzlar içinde kalma yalnızlığım
Bak yenildik işte
Zamanı gelince kalkarız belki de
Dayan yalnızlığım"
Aslında küresel ısınma sadece insan ırkını kazıyorsa bu dünyadan, pek de kötü birşey olamaz. Yetmez mi kibirimizle bu gezegeni kirlettiğimiz artık? Bir de şişiniyoruz ki, "sadece insanda akıl var" hahh, akıl süper birşey ya.. Başımıza ne geldiyse o yarım aklımızdan gelmedi mi? Ne resmi bütünüyle görebiliyoruz, ne de bir resim olduğunun bilincinde olmamak gibi bir lüksümüz var. Matah şey mi bu akıl? Kimin işine yaramış? Ben gidip bütün muslukları açıyorum.. Hıh!
Not: Evet Emre Aydın dinliyordum yazarken.. Naif, şirin bir "şşş" düşkünü bence kendisi, bir de benzerlerinden daha "temiz". Şeyy evet, az da yakışıklı..