Friday, November 30, 2007

Kızgınım!!!


Bazı gerçekliği hiç tartışılmadan kabul edilen teoriler var ya, yani belki zamanında tartışılmıştır da şimdi herkes emindir doğruluğuna.. Bir tartışmada filan hep kurtarıcı olarak öne sürülür, karşıdaki insan sus pus edilir.

İşte bu teorilerden birine feci şekilde sinir oluyorum. Şu teori:

Kadınlar tek eşlidir çünkü üremek, soylarını devam ettirmek için 9 ayda bir şansları vardır, yani yumurta tektir, değerlidir, iyi seçim yapıp en iyi ürünü (o ne bee, bebeği yani) elde etmeye çalışırlar, erkekler ise çok eşlidir çünkü onların kaynağı sebil olduğundan, mümkün olduğunca çok kişiye yayarak, soylarının devamını garanti altına almaya çalışırlar. Hepiniz biliyorsunuz di mi bunu? Belki "e tabii" diye kafanızı salladınız.. Sallamayın delircemm..

Neymiş, doğa kanunuymuş bu, erkekler tek eşli olamazmış, yahu herşeyiniz doğaya uygun bir bu mu eksik kaldı da buna uyuyorsunuz? Doğaya uygun yaşanan ne var şu an? Şu havayı kirleten binaları dikmek mi doğaya uygun, karnın tokken adam öldürmek mi? Daha geçen bina dikmek için yangın çıkarıp doğayı katletmedin mi? Neden doğa kanunu diye niteleyip kendi dejenereliğini bu kılıfa uydurmaya çalışıyosun? Aklı o kadar önemsedin, önemsedin, bu konuya gelince mi çıktı akıl, fikir, muhakeme devreden de, doğaya döndün?

Hem hiç bir şey mi evrilmiyor, gelişmiyor? Doğum kontrol diye bir kavram var artık, kadınlar değerli yumurtalarını zayi etmeden de en iyiyi bulmak için çok deneme yapabilirler. Hadi kadınlar da böyle yontsun o zaman.. Oldu mu yani? Uydu mu?

Çok sinirliyim, çok sinirliyimm..

Püriten Talisman..

24 comments:

EKMEKÇİKIZ said...

Hayıırrr!!!
Yok öyle bir şey!
Tamamen birilerinin kendi keyifleri öyle istiyor diye ürettikleri bir uyduruk, "o" söylem.
Pöhh!
Bu tıpkı, 70lerdeki cinsel özgürleşme diye adlandırılan dönemin, sadece erkeklerin kadınlar üzerinde yeni bir baskı yapma aracı sahibi olması ile sonuçlanması gibi, kendine yontan tarafın hoşuna giden bir açıklama.
Erkekler, böyle bahanelerin arkasına saklanmayı seviyorlar, bu laflar da öyle ürüyor, desek?

Eleştirel Günlük said...

Valla ben hic boyle bir doga kanunu sacmalamasi duymadim. Doga kanunu da ne? nerdeyse bacak arasi ahlaki gibi bunlar doga kanunu da kadinin cinselligine bagli mi uretir oldular. Ben nerelerde buyudum boyle. Boyle bir salaklamayla karsilasmadim hic. Sansli miyim sansiz miyim, bilmiyorum.

Ama ne diyeyim, eminim bu kadar salak degildir BUTUN erkekler. En azindan ben onlardan degilim ve kadinin ozgurlugu ve bagimsizligi icin butun yontulmamis, erkek egemen surecinde benden habersizce bana verilmis beni kalas ve kutuk kilma potensiyelli butun kabuklarimdan arinmaya calisiyorum. Ve eminim ben gibi daha bursuru erkek var...Siz sikmayin caninizi..Sinirlenin ve ofkenizi canli da tutun isterseniz cunku gerekebilir ama uzulmeyin...

Eleştirel Günlük said...

Biraz bakiverdim su meseleye de "evrimci" teoriye dayaliymis bu sacmalamalar. Ama cok zavalli aciklamalar bunlar yahu. Mesela eger gercekten kadinin bir tek dollenecek yumurtasi vardir ve iyi secim yapip en iyi urunu elde etmek amaci varsa kadinaneden kocayi secme ozgurlugunu vermez bu herifler. kac kadin kendisi seciyor kendini dolleyecek damizligi (pardon alayci dille daha iyi olur diye dusundum de)...

Yumurtalar tuplere geldiginde ancak 4 ya da 5 gun canli kalabiliyor. Yani bu surede dollendi dollendi dollenmedi kadin sansini yitirir. Bu sansi yitirmemek icin kadin neden sansini cogaltip birden fazla erkekle birlikte olmasin? Yani bu yorumlarin tek esliligi desteklemenin tam tersi cok eslilige (partnerlik daha dogru sanki) goturmesi gerekiyor aslinda. Yani kadin bu tek yumurtanin dollenmesi olasiligini arttirabilmek icin neden sansini arttitmasin? Doga yasasi ise hayvanlarda da oyle olmasi gerekmez mi? Insana yakin hayvanlara baktiginizda canlari ne zaman isterse cevrede kim varsa onunla birlikte olduklari da gorulecektir. Kalkip BIRT TEK iyiyi her defasinda nerde bulacaksin allah askina...

teyzenteyfik said...

Yalan, yalan, yalan bunlarr!

:)

Anonymous said...

taliscim ben bu yazına katılmıyorum. mutabık değiliz :)

Talisman said...

Ekmekçikızcım,
Diyebiliriz evet, bahane arkasına saklanmayı sevdikleri doğru. Ve sinir bozucu.
Cinsel özgürleşmeyi kendilerine yonttukları da doğru, kadın haklarını da..
Ahh ahh..

Talisman said...

Eleştirel günlük,
Çok teşekkür ederim. Bir erkek tarafından bu teorinin böyle lanetlenmesini görmek güzel. Bütün erkekler salak demek istemiyorum tabii. Aslına bakarsanız önceki postumda da yazmıştım kadın-erkek genellemeleri yapmayı da sevmiyorum ama öyle şeyler duyuyorum okuyorum ki, sinirim haksızlık karşısında tepeme çıkıyor, bir yerden patlak veriyor.
Üzülmekten çok da kendimi çaresiz hissediyorum, en çok da okumuş etmiş insanların bile bu konuda nasıl taş devri ile aynı seviyede kaldıklarını görünce çaresizliğe kapılıyorum. Mesela bugün şu haberi okuduğumdan beri moralim bozuk:
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=240513
O hakimlere inanamıyorum. Eğitimli bir insanla hiç yontulmamış insan aynı düşünebiliyorsa, çare, çözüm nerde? Neyse çok uzattım, siz bana bakmayın..
"erkek egemen surecinde benden habersizce bana verilmis beni kalas ve kutuk kilma potensiyelli butun kabuklarimdan arinmaya calisiyorum." demişsiniz ya, çok takdir ediyorum, çoğalmanızı diliyorum.
Teşekkürler..

Talisman said...

Teyzentevfik merhaba,
Ne hoş seni görmek :) Evet yalan değil mi? Hem de anlamsızca üretilmiş bir yalan..

Talisman said...

Limoncum,
Teoriye mi katılmıyorsun yoksa benim teoriye karşı çıkmama mı? Tam anlayamadım, aydınlat beni canım.. :)

Eleştirel Günlük said...

mesele kadin meselesinin politiklestirilmesidir. Bunu politiklestirmedikce, kadinlarin sesi ciliz ve "aman kadindir yine bos bos konusuyor"dan oteye gecmeyecektir... Hepimize kolay gele..

Anonymous said...

selam talis mevzu bahis olan teoriyi coğrafik olarak ele aldığımızda ülkemiz kadınlarının bir nebze olsun daha özgür olduklarınıda unutmamak gerek ....
ama sadece bir nebzecik okadar :(
bahsedilen teori tabikide mantıklı değil...
çünki en başta eşit bir yaklaşım değil....
onu bi geçtik ....geçmesinede...
eşitleyemiyoruz bir türlü sinir bozucu olan o



sinirlenmekte haklısın hakkını aramaktan ve sinir olmaktan vazgeçme ki doğru olandan uzaklaşmayasın

Everfever said...

Şimdi ben erkeklerin default olarak çokeşli olduklarını, ama bu dürtülerin boyunduruğundayken de hayvanlık yapmamaları gerektiğini savunan biriyimdir. (açıklaması şöyle: kadınlara oranla çok daha fazla eş değiştirmek, daldan dala atlamak ister canımız; ama hayvanlık etme sadık ol sevdiğine)

Benim asıl deli olduğum nokta, kadınların yaptıkları birçok hataya, "hayatım hormonel dengem şöyleydi de, vay efendim duygusallaştım hormonlarım yüzünden de" filan şeklinde her fırsatta hormonlu bir kulp bulmaları, erkeğin de bu kulbu yemesinin beklenmesi. Yani ortada hormon diye bişi varsa her iki tarafta da var. Sen kafana esti diye hayatı bana zından edersen, iki gün sonra da "hormonlar yüzünden öyle oldu" dersen kırarım ben o hormonu! Ya da benim hormonum gider başka hormonlar bulur, "affet canım hormonlar, yapacak bişi yok".

limonagaci said...

teoriye tabiki :D

limon :)

Eleştirel Günlük said...

everfever eger erkekler default oyleyse kadinlarin da default oyle olmadiklarinin gerekcelerini aciklamamiz gerekir.

Bence hepisi sosyal ogrenme efendim...

Daha iki yasindaki cocuga hadi oglum pipini misafir amcaya goster diye buyutulen bir cocuk default oyle olmaz oyle oldurtulmustur derim ben. Ve o beyimiz de sizin dediginiz gibi kendisine verilmis bu ayricalikli erkeklikten vazgecme niyetinde degildir.

Eeee kolay degil ayricalikliktan, verilmis haklardan vazgecmek...

Talisman said...

Diagonelcim,
Ben bunun evrensel olduğunu düşünüyorum yani en modern gördüklerimizde de cinsiyet ayrımcılığı var. Olaylara göre değişen dozlarda ve tabii kültürlere de..
Sağol canım.

Talisman said...

Ever'cım,
Hoşgeldin öncelikle..
Ben erkeklerin doğuştan çok eşli olduğuna inanmıyorum, sosyal durumlar bu işi parlatıyor diye düşünüyorum..Ama asıl sinir olduğum konu, erkeklerin çok eşli veya tek eşli olmaları filan değil, böyle bir dürtü varsa bile aklı tamamen devreden çıkarıp, senin söylediğin muhakemeyi yapmayıp, neşeyle üstelik de bilimi arkalarına almanın zevkiyle gerine gerine "vallaa elimizde değil tohum saçmamız lazım" denmesi, bu söylemin haksızlığı beni deli ediyor.. Yoksa dürüstçe, "ben hedonist bir piçim, sana ne oluyor" dese biri, susarım ağzımı açmam..
Hormonlara gelince genel olarak bu bahanenin arkasına saklanmak tabii ki çok saçma ama bil ki PMS denen şey gerçek.. Yoksa tüm koşullar eşitken bir gün herkesi kendine düşman, dünyanın da zindan olduğunu düşünüp ertesi gün, "oh be hayat da süper lan.." ruh haline geçmeyi açıklayamayız. Çok pis çok..

No More Virgilius said...

müsâdenle:

http://postmortemofvirgilius.blogspot.com/2007/04/kadnlarn-anlayamad.html

(zaten yeni keşfetmiştin blogumu, şimdi bu metni okuduktan sonra edediyyen bakmazsın bir daha...)

:-)

Talisman said...

No more Virgilius,
Hah demek istediğimi daha iyi anlatabileceğim bir fırsat buldum, şimdi bu Şopenauer amcamızın dönemi ile şimdiki dönem arasında çok sular aktı, diyor ya "evlenmeyen erkek geçimini sağlayamayan kız bırakır ardında" diye, işte artık kızlar geçim sağlama konusunda çok sıkıntıda değiller, ya da kadın başka erkekler için çok yaşlı muhabbeti, kadın büyük, erkek küçük beraberlikler de arttı, eskisi kadar öcü görülmüyor.. Yani birşeyler değişiyor ama erkek iktidarını kaybetmemeye kararlı hehe
Hem dediğim şey de şuydu asıl, evrim teorisi veya Şopenauer ' le meşruiyet ya da onay aramaya, olayı genelleştirip tüm erkekler çok kadınla olsun demeye gerek yok. Yani çıkan sonuç beni rahatsız ediyor çok eşli erkekler değil, yargılamıyorum kimseyi.. Sadece erkekler çok eşlidir doğalarına uygun davranıyorlar ohh, kadın çok eşli ise doğasına aykırı pis kadın, kötü" sonucu rahatsız edici. Ahlak da çifte standartlı olmasın artık yeter yahuu.. Kadınlar pis kötü ise erkekler de öyle, yok yargılanacak birşey değilse kişinin kendi seçimi ise kadının da yargılanmaması gerek.. Budur olayımız..Off çok yazdım be..

Talisman said...

NMV,
Bloguna bakmamaya gelince, yok canım bakmaya devam ederim, blogunda hoşuma giden (okuduğum kadarıyla) kendini çok açık bir şekilde deşerek, ortaya çıkanları yazabilmen.. Canlı otopsi seyretmeyi severim hehehe..

No More Virgilius said...

Sadrazamın Sol Hüsyesi; yanlış anlaşılmanın pek musait olduğu bu konuda, yanlış anlaşılma pahasına yazmaya karar verdi. (Takdir edersin ki doğası gereği kaleme veya bir başka yazı aletine ihtiyaç duymayacak... -Bu parantezi anlayana aşkolsun!-)

Ne ben, ne de Schopi amca, erkeğin kadına üstünlüğü üzerine bir cümle sarfedemeyiz. Ayrıca bu bir "iyilik", "kötülük" tartışmasına da değil bu, çünkü itiraz götürmeyecek bir olgudur benim tespitlerim: (yani demek istiyorum ki, ben bir şey dersen, itiraz edilemez)

Erkeklerin 3/4'ünün EN önde gelen kişilik özelliği iğrenç olmalarıdır.
Kadınların 3/4'ünde ise EN önde gelen nitelikleri aptallık.

Ama konumuz çok farklı.. (senden daha uzun yazmak için uzatıyorum)

İğrenç olmaları, erkeklerin bütün kadınları istemeleriyle doğru orantılı, ve imkan olsa anatomik özellikleri elverdiğince hepsini çiğ çiğ yerlerdi.
Kadınların aptal olmaları, bütün erkekleri istememeleri ile doğru orantılı. anatomik özellikleri elverse de, bunu yapamıyorlar.

Hedonizme kucak açmış bir hatunun dahi, vasat bir "iğrenç" çok eşli erkeğin idare edebildiği kadar centilmenle özel hayatını paylaşabildiği bir başka gerçek.

Evet, Scopi'den bu yana dünya çooooooooook değişti.*** Çevre şartları, iktisadi yapılanma, teknoloji, iletişim, ifade hürriyeti, etc. Hiç bir bok, Schopi zamanındaki boka benzerlik göstermiyor, gayet tabii haklısın.

Ama fısıldayayım sana; öz aynı kalır. Cevher değişmez.

Bir kadın mutlu olmak için sevmek zorundadır.
Bir erkek mutlu olmak için kandırmak ve düzmek...

Ne zaman "vade retro satanas!" dersen, susarım :-)



*** o farklılığı şurada pek açık bir dille ifade ettim, nefesin yeterse okumayı dene.

http://postmortemofvirgilius.blogspot.com/2007/11/uzun-uzadya-uzatlan-mrldanmalar.html

Talisman said...

Oha!
İlk tepkim bu oldu tahmin edersin :)
Şimdi aslında söylediklerinden erkeğin kadından daha ilkel canlı olduğu konusuna filan girmek var ama çıkamam diye korkuyorum hem çok klişe, hem de üşeniyorum..
Ama birşey söyliyim mi? Çok ahlakçı, öğüt veren pozuna indirgenmeyi göze alarak: bence bokun üzerinde ne kadar çok düşünür debelenirsen ona o kadar çok batıyorsun sonra bok gözlerini sarıyor, her baktığın yerde görüyorsun, bu okyanusun içinde boklu bir akvaryumda yaşamak gibi.. Aslında okyanus var ama sen okyanusu içinde olduğun boklu akvaryum sanıyorsun..(bir daha bok dersem kusacağım.) Böyle birşeyler işte, anlayan beri gelsin :))
"Vade retro satanas!" demeyeceğimden emin olabilirsin çünkü şeytanı severiz, eğlencelidir. (from a distance:))
(bu arada o lafla ilgili karikatürü biliyor musun, o da çok iyi)
Not: Diğer yazını okudum, gerçekten güzel bir yazı. Yalnız ve uğraşsız kalamama hastalığını güzel analiz etmişsin.
Not2: Parantezi anladım sanırım, gerçekten iğrençsin, SSH :)

No More Virgilius said...

Kendisiyle çelişmememek için iğrenç olmayı baştan kabullenmiş ve bilinçli olarak yazdıklarını destekler mahiyette tavırlar sergileyen bu adam, bu konuda daha fazla vıdı vıdı etmeyi gereksiz buluyor - varılabilecek bir şey yok...

Hepimiz kötüyüz...
bir bölümüz iğrenç-kötü, diğerleri aptal-kötü.

karikatürün linkini veya kendisini bana yollarsan saygı duyar, hatta seni sevmeye de çalışırım :)
(SSH hakkında.)

Anonymous said...

selçuk erdem: Papaz vs. Şeytan, Cehennemde. Olaylar gelişir.

No More Virgilius said...

teşekkür ederim everfever...