ilk kim turu icat etti? Yani organize gezmeyi? Önceden bir yerden bir yere gitmek bayağı zahmetli bir iş olduğundan bu toplu gezmeler herşey dahiller filan yoktu tabii. Sadece ferdi bazı teşebbüsler vardı, Evliya Çelebi gibi, o da kendisinden başka böyle diyar diyar gezen yok diye baya rahat atını oynatmış, gezi notlarını yazarken ara ara cidden yazmış(!) bir büyüğümüz. Kendisine saygısızlık yapmak istediğim sanılmasın, tabii ki değerli biri, ben haddim olmadan çemkiriyorum kenardan, kıskanıyorum herhal :) Ne diyordum, sonra taşıtlar filan böyle yaygınlaşınca filan biri çıkıp ben bi grup insanı dolaştırayım bunlar bana fix bir para versin nasıl dedi acaba? Kim dedi? Ben takarım böyle şeylere..
Nerden çıktı bu mevzu derseniz 3 günlük tatilde turla Kuzey Ege turuna gittim ben, gezdim diycem lafı nerelerden dolaştırıyorum yani :) Gezdim pek de güzeldi, ama ben bu antik kalıntı olayından birşey anlamıyorum yahuu. Yani nedir, bir sürü yıkık taş görüyoruz, rehber bidi bidi birşeyler anlatıyor, tamam anlattıkları ilginç ama bunları buraya gelmeden de anlatabilir diyorum ben içimden. Bir sıra duvar işte karşımızdaki, yıkık dökük, resmen harabe :))) Yani tabii abartıyorum ama sahiden bu antik kent, muazzam taş yığıntıları, kırık dökük tiyatrolardan filan hazzetmiyorum ben. Onun yerine doğada durup sessizliğin sesini dinlemeyi seviyorum. Hatta o sessizliğe aşığım ben. Hani çook ıssız, yeşil, ağaçlıklı bir dağ başında oturursunuz, etrafta hiiç insani bir ses yoktur ve siz doğanın sesini duymaya başlarsınız, rüzgarın sesini, yaprakların hışırtısını, hafif hafif küçük küçük sesler, normalde diğer gürültülerden asla duymadığımız sesler. Nasıl huzur verici birşeydir o. Ve bağımlılık yapar. Ben bu tip doğa ve kalıntı yerlerini gezerken hep içimden rehbere "- Bi sus şekerim, tamam çok şey biliyorsun bizi aydınlatıyorsun sağol ama ben şuracıkta oturup sessiz olmak istiyorum" dedim. Dışımdan diyemedim. Denir mi canım ayıp..
Yine de çok güzeldi, İstanbul da olmamak güzeldi, İstanbul a dönmek güzeldi, hatta Beşiktaş tan geçerken "Geldik bizim memlekete" diye sevinmek güzeldi. Ablamla vakit geçirmek güzeldi, atletik insan o kadar yürüdük ettik, bir yorulmadı ben hep pestil şeklinde o ise yeni uyanmış insan tazeliğinde :) Canım ablam.
Bunlar dışında geziden aklımda kalanlar:
- Cunda adası minik ve çok tatlı bir yerdir. Dondurma külahı kokusu ve balık kokusu insanı çıldırtabilir.
- Su fışkırtan garip deniz hayvanları canlı canlı yenebilmektedir. Bunu garson neşeyle anlatıp tüylerinizi diken diken ederken ürünün reklamını yaptığını sanabilmektedir. (neydi onlar yahu sahiden?)
- İşyerinden kaçarken çıktığınız 10 kişilik turda bu 10 kişiden biri süpriz bir şekilde işyerinizde çalışan biri olabilir. ihtimalleri varın siz hesaplayın.
- Yetmemiştir, Assos u gezerken yakın çalışma arkadaşlarınızdan biri ile burun buruna gelebilirsiniz. "Bu şehir arkanızdan gelecektir" arkadaşlar, şairin vardır bir bildiği :)
- Rehberlerin her yerde anlaşmalı olduğu bir ticarethane vardır, Cunda dan zeytinyağı, Ezine den peynir, Onyx'ciden Onyx (taş çeşidi) aldırmak için her tür dili dökerler. Siz de kanın alın vallahi zeytinyağı da peynir de şahane. Bir de Assos tan aldığım tarhanalar. Mımmm..(Bu arada ben 3M Migros u Mımmm Migros sanıyordum eskiden, ohh leziz Migros şeklinde, ne çocuksu diye kınıyordum bir de, cahil Talisman :))
- Şeytan sofrası denen yer ne güzeldir öyle..
- Son olarak grubumuzdaki 6-7 yaşlarında bir çocuğun, rehberimizin son gün otelin önünde yaptığı "otelimizden ayrılış vakti" şeklindeki acıklı konuşmasına tepkisi: "Stres yapma yahuu, gazla gitsin!"
Gazlayın gitsin..
Not: Foto benim cep telefonu ile Sarımsaklı da çektiğim bir foto. Köpecik "cesedimi çiğnemeden giremezsiniz bu eve" şeklinde yatmış ben bunun etrafında çok dönünce de tek gözünü kaldırıp şööyle bir tehditkar bakış attı, ben vınnnn..:)
3 comments:
kısa süreli gezilere uzun tatillerden daha çok bayılan ve egenin her metrekaresine biten bir insan olarak bayıldım. süper olmuş:)
çocuğun da ağzına sağlık;)
nasıl canım çekti
ne güzel anlatmışsın talisciğim
bende cunda adasına, asosa çokk gitmek istiyorum daha kısmet olmadı
:))
çocuk bombaymış ama ...zamane cocukları
ben de istiyorummm,:( o kadar uzun zaman oldu ki tatil yapmayalı..."ağzımın suyu aktı" tabiri eminim böyle bir durumda ortaya çıkmıştır ilk.(hani sen merak ediyorsun ya böyle şeyleri:)) )
Post a Comment