Thursday, April 26, 2007

Kadınlar


Deriella' nın blogundan öğrendiğime göre Time dergisi sıfır beden olma uğruna binging ve bulimia illetine yakalanmış bir kızın başından geçenleri yayınlamış..

Üzülüyorum ben artık yaa, acıklı birşey bu.

Kadınları bir şekilde her tarih diliminde her sosyal toplulukta cendere içine almayı başarıyor bu hayat. Eski çağlarda çektiklerimiz zaten biliniyor. "Modern" çağlarda ise zincirimiz vücut imajımız, ölçülerimiz, güzel olma zorunluluğumuz.. Nasıl olup da erkekler göbeklerini bazen saygınlık aracı gibi kullanırken ve bu hayatlarında hiçbir olumsuzluğa yol açmazken, bizim 2 gram fazlamız affedilmez bir suç olabiliyor? hayatımızı kaydırabiliyor? Doğa bile acımasız, yumurtlama zamanımıza bile kısıt getirmiş, 60 yaşında yavrulayan erkeklere rağmen biz hayatımızın ortasında hatta daha öncesinde kendimizi yumurtalık rezervimizi kontrol ederken buluyoruz.

Yeter artııkk..

Sadece erkeklerin yol açtığı birşey değil bu, kadınlar da gönüllü bu cendere içine girmeye, kendi cinsimizi en acımasız eleştirenler bizleriz. Recm lerde ilk taşı atan eminim bir kadındır. Bir kadını "orospu" diye dışlayan erkeklerden önce kadınlardır. Bunun sebebi de gerçi bir şekilde "erk" sahibi olan erkeğe yaranma amacıdır. "Bak ben onun gibi değilim, beni seç.." mesajı verilir alttan alta. Çünkü doğduğumuz andan itibaren bir erkeğe kendimizi beğendirmemiz kodlanır bize, zayıflığımız kodlanır, en modernimiz, en aşmışımız bile içten içe hissetmiştir bunu.. Yani kadınlar suçlu ise kendi cinsini aşağılamakla, bu biraz da onu böyle kodlayanların suçudur.

İşimiz zor..

Bir yanda çarşaflara sokmak eve tıkmak isteyenler, bir yanda güzel olmazsan yaşama mesajı verenler, bir yanda bir grubumuzu evlenmek bir grubumuzu "eğlenmek" için isteyen beyinsizler..

Yok mudur bir alternatif? İnsan olmamızın, insan olarak değerlendirilmemizin bir yolu yok mudur?


Not: Deriella' cım bu aslında senin son postuna yazdığım yorumdu ama coşup olayı yorumluktan çıkarınca post şeklinde yazdım, sen yoru gibi okuyabilirsin. :)

6 comments:

Burcu said...

taliscim ne doğru söylemişsin. benim içimdekiler senin kaleminden bloga dökülmüş sanki.
değiştirebileceklerin için çabala ama değiştiremeyeceklerinin yeterli olup olmadığına bakıp yetinmeyi bil. diyeceğim odur ki belki de değiştiremediğini düşündüğün şeyler seni daha güzel yapan şeylerdir.deil mi? öptüm taliscim

deriella said...

"iş görüşmelerinde prezentabl olanlar daha şanslı"

"ama bu ayrımcılık, çok adi,çok pis"

demeyip, bu kanıyla ya da düşünceyle mücadele etmeyip, "hımm, öyle mi daha da güzelleşmeliyim" ise gelinen nokta ki öyle geçmiş olsundur. güzellik fetişizmi faşistlik boyutunu aldı zorla dikte ettiriliyor. etnik özellikler bile "standart güzelliğin" önünde pürüz kabul ediliyor. geçenlerde okudum halle berry'nin burnu estetik ameliyatlıymış (estetikliymiş demek istemedim boyle de sünnetliymiş gibi oldu:) zaten eski haliyle olsa o kadar güzel sayılmazmış halle berry. eski halinin de fotosu var siyahilere özgü kanatlıdır ya burun bununki de azcık geniş. bu yani engel!
sonra çin'de gözlerini daha geniş hale getirtmek için operasyon yaptıranlar gırla gidiyormuş. uzattım çok özür:(
dehşet bir wasp tipi dayatması var. bir yandan da hem zayıf hem yuvarlak hatlı olun beklentisi. çocukluktan ergenliğe geçecek kızlar bile kusurlarının ileride düzeltilebileceğini konuşuyor.
şarkıdaki gibi "ya içindesin ya dışında" değil üstelik durum. içinde de olamıyorsun mantığın icabı ama dışında da kalamıyorsun (bizim gbi).
ama kişisel olarak tavır koyup akıl sağlığını korumak bir sınır belirlemek gerek galiba.
nip/tuck'ta julia'nın cadı anası kitap arkası fotoğrafı için "arzulanır" bir görüntü istediğini söylemişti ya sean'a. bir-iki yıl önce olsa deli derdim. şimdi yine uç geliyor ama anlayabiliyorum demek ki bir süre sonra kabul edebilirim bu düşünceyi. demek istediğim bu kadar uyarana kayıtsız kalamıyoruz her şey normalleşeiliyor. bu normalleşen kabuller de hem kadınları zorlayan şeyler oluyor.
çok kızdım ağda yapmayan,bıyıklı gezen hemcinslerime selam edicem neredeyse;)

talismanım kısa yazmayı beceremiyorum:(

Nakhar said...

BUNA SÖYLEYECEĞİM BİR ŞEY VARSA o da şu;

şu sıralar bütün duraklarda gördüğüm dove reklmları

sıfır beden mi kıvrımlı mı?
yumurta burun mu kemerli mi? gibi
bence herkesin ayrı bir güzelliği var ne gerek var diyete miyete :)

ama fazla olanı da vermek lazım..

dengeli beslenince insanda kilo problemi neyim kalmıyo birazcıkta spor...

ben çocukken 54 kiloya kadar düşmüştüm 75 ten boyum 1.50 ydi o zamanlar zafiyet geçiriyordum nerdeyse :) şimdide 73 kiloyum ama boyum selvi olmasa da çok şükür mihrap çanak yerinde :D

limonagaci said...

talis sana katılıyorum.
vucud ölcüleriymiş, oymuş buymuş diye değil herşeyden evvel
kadınların daha acımasız olduğu konusunda katılıyorum.

Anonymous said...

Özellikle biz çok dert ederiz alınan kg'lardan ama nakharın yorumuna katılıyorum.Bencede herkesin ayrı bir güzelliği var..

ESTHER said...

bu konuyla ilgili bir yazı da ben yazmıştım... bi bak istersen.. hoş, gördün mü bilmiyorum daha önce ama... katılıyorum sözlerine...

http://kafamizdakidolaplar.blogspot
.com/2007/03/thanasis.html