Wednesday, July 11, 2007

Yok, birşey yok!


Doğuştan mı bu? Yetiştirilmemden mi? Doğuştan beynimin bir merkezi mi gelişmemiş? Ya da sonradan mı oldu? Daha az film seyretseydim, daha az kitap okusaydım, daha az hayalci olsaydım ne biliyim ailem beni farklı büyütseydi farklı olur muydu? Yoksa basit mi? Sadece yeme bozukluğum olmasaydı mı farklı olurdu? Sadece görüntüm daha güzel olsaydı? Diğerlerini acım sofistike olsun diye ben mi uyduruyorum? Hata nerde? Nerde katastrofik error vermişim ilk? Nerde? Allah bana direk doğarken Süleyman Turan rolü mü yazmış? Süleyman Turan kadın bile değil.. Kadın versiyonu kim onun? Ben oyum işte. Dişi bir Süleyman Turan olarak hayatımı sürdürüyorum. Ben mi istedim bu rolü? Daha mı konforlu geldi? Ne oldu? Nasıl oldu bu?
Ağlamamalıyım, ben profesyonel, ciddi bir işkadınıyım. Hahahaha..
Acaba 60 yaşımda da huzurevi arkadaşıma olan platonik aşkımı anlatıp ağlayacak mıyım? Abukluğu kesip ne olduğunu söyliyim değil mi? Platonik aşkım vardı ya, hani kendisiyle konuşup kendimi pek harika hissediyordum. Ortak bir arkadaşımız bir başkasından hoşlandığını söyledi bana. Normalde platonik aşkınız veya gerçek aşkınız bilemiyorum, başka birini sevse en azından sevdiği kişiden nefret etme lüksünüz olur ya, yani ne bileyim en azından sizin yerinize tercih edilen kişiye gıcık olabilirsiniz kıskançlıktan. Hah işte o lüksüm yok benim. Çünkü hoşlandığı da çok sevdiğim bir arkadaşım, benden küçük, bazen ablalık da yaptığım ve çok kalbini temiz bulduğum, takdir ettiğim biri.

Güzel di mi? Süleyman Turan rolümü de anlamışsınızdır artık. Polyanna olsa "ne güzel çok sevdiğim iki insan, birlikte mutlu olurlar, yaşasın" filan derdi herhalde, bu Polyanna yı ellerimle boğabilirim. Yani tabii ki mutlu olsunlar ama yahu içim acıdı işte. Ne yapabilirim ki.Ha bir de platonik aşkım, ortak arkadaşımıza masum masum, kızlara yakın davrandığını bunun da yanlış anlaşıldığını filan anlatmış. Kendimi salak hissettim.

Ya bir de bunlar lise derdi değil midir yahuu? Ab-ı hayat mı içtim? Nedir bu ebedi gençlik? Büyümem gerekmiyor muydu benim?

Neyse hezeyanlarım bu kadar.

Çamur un şarkısı gibi, "Yok, birşey yok"

20 comments:

Öykücü said...

Platonik aşkların hepsinde bu olur.Karşındaki senin hislerini bilmediğinden ,sen de söyleyemediğinden ve ortak bir çevreniz olduğundan genelde senin de tanıdığın birinden hoşlandığını duyarsın.

Sen bu çocukla bir ilişkin olsa çok mutlu olacağından emin misin ki şekerim? Yani sadece hoşlanıyorsun belki dünyanın en kaba adamı.Belki başkasından hoşlanması senin hayatının şansı aslında.

Hem o kızdan hoşlanıyor olması hayatları boyunca beraber olacakları anlamına mı geliyor? Bakalım kız ondan hoşlanıyor mu?Diyelim hoşlanıyor bakalım anlaşabilecekler mi?

Anlaşsalar bile bakalım aileler ne diyecek bu işe.Her şeyi atlatıp evlenseler bile senin onların düğününde hayatının aşkıyla karşılaşmayacağın ne malum sevgili Tal?

Gülme.Ciddiyim ben.Hayat budur çünkü.En olmazı olduran, en üzücüyü mutluya çeviren, en mutluyken ağlatan, en süprizli.

Yeter ki sen kendine daha düzgün bir rol seç.Süleyman Turandan daha farklı bir rol.Benim kaderim bu deme. Benim başıma bu hep gelir deme.Kabullenme.

Sevgiler.

kirmizi said...

Oykucu'ye katiliyorum ben de.
Bir de universiteden sonra insanlari tanimak ve yakinlasmak giderek zorlasiyor; herkes bir sekilde hayatin sillesini yedigi icin daha kapali oluyor. Tamam birine hemencecik ici isiniveriyor insanin bazen ama genelde tanimak uzun zaman aliyor. Sen bana bi eposta (kirmiziblog gmail) atabiler misin Talisman; baska bisi daha diycem:)

Burcu said...

talis,yazdıklarını okuyunca eski günlerim gözümde canlandı.bende bu mevzularda çok badireler atlatmış bir insanım.birçok platonik aşkım oldu bissürü kazık yedim.çok üzüldüm,çok ağladım.her seferinde neden olmuyor?dedim daha da çok ağladım.ne zaman olacak dedim.hayatım böyle mi geçecek dedim.
şimdi geriye dönüp baktığımda neden olmadıklarını / ve iyi ki olmadıklarını görüyorum.
bana hayatı zindan eden aşk acılarımdan birinin sahibi alkolik ve bağımlı oldu maddelere.zaten meyilliydi.şuan vahim durumda.boş boş ortalarda dolanıyor!
diğeri, okuldan atıldı.ailesinin bile ne yaptığından haberi olduğunu sanmıyorum.en son yabancı bi kızla evlenmiş ve yurtdışına gitmiş die duydum ama istiklal in arka sokaklarında başka işler yapıyor olması daha muhtemel bir seçenek :)
diğeri,üniden sonra bir kızla nişanlandı(o kıza o dönem gıcıktım söylediğin nedenlerden dolayı)nişandan sonra askere gitti çocuk.Allah kimsenin başına vermesin orada beyin kanaması geçirip vefat etti.kızın halini düşünemiyorum..
daha neler var yani..olmuyorsa,olmamışsa mutlaka bi hayır vardır o işte.biliyorum acıtıyor ama doğru..

deriella said...

şimdi sana ne söylense boş gelir. biliyorum malesef.. insan "o" senin için uygun olan değillere ki mantıklıdır çoğu zaman hiç inanamıyor. kaçan balık hep en büyüğüymiüş gibi geliyor. ama durumu kabullenmen yapılacak en son şey. yani süleyman turan'lık rolünü (platonik aşk mevzusunda talisman'dan terminolojik çalışmalar;) kabullenmen. ben bizim yani platonik mağdurelerinin davranış kalıplarında sorun olduğunu düşünüyorum. nedir yani hep aşık ol, yücelt, acı çek. var bir yerlerde bir maraz ama çözeceğiz!

ESTHER said...

Ben de çok çektim platonik aşktan... En son Murat olayını sizler de biliyorsunuz zaten... Şimdi kendisini resmen mat ettiğimi bilmiyorsunuz gerçi :D

Neyse ben böylesi zamanlarda "kendine güven", "üzülme tatlım daha iyilerine layıksın" gibi tesellilerden çok akıl almaya ve plan kurmaya önem veririm.. Çeşitli stratejiler geliştiririm.. Yani kenara çekilip "bu da geçecek" diye beklemem.. kanımın son damlasına kadar mücadele ederim, olmuyorsa kenara çekilirim.. Bence sen de öyle yap..

Hayatının en güzel dönemlerini bu şekilde mi geçireceksin? "Ben nasılsa Süleyman Turan'ım bana kenardan köşeden rol düşüyor" gibi düşünmek çok yanlış bence... Sen bir divasın! başrol senin çocuğun da değil sadece senin... Buna göre hareket et.. Filmi sürükleyici hale getireceksin işte :) Bunun içinde çook iyi rol yapman gerekiyor...

Birkaç taktik veren bilmiş arkadaş da varsa çevrende bir olağanüstü durum toplantısı yapmanızı ve yapabileceklerinizi bulup biran önce işe koyulmanı öneririm...

Talisman said...

Arkadaşlarcım,
Öncelikle teşekkür ederim size bana destek olduğunuz için..
Ben daha iyiyim gerçekten. Sanırım daha çabuk atlatacağım düşündüğümden, sadece kafam karıştı gene, yüz çeşit şey dönüp duruyor içinde.

Öykücü'm,
Genelde herkes Süleyman Turan lığı böle eldiven gibi giyme üstüne kabullenme demiş, sen demişsin ilk, çok haklısınız. Ben bir tür mazoşist gibi kaderime razıyım, böyle olmamalı.

Kırmızım,
Doğru diyorsun herkes yara almış ve zırhına bürünmüş oluyor bir anlamda. Benim de zırhım var. Baya da kalın..

Sasha'm,
Sen baya arızalı tip atlatmışsın be güzelim. Gerçekten iyi ki olmamışlar.Ne dilediğine dikkat et, gerçek olabilir derler ya tam o hesap olmuş :)

Deriella'm,
Var maraz, o kesin bir yerde var birşey. Ne olduğunu tam bulamasam da bir gün çözebileceğimi düşünmek güzel. Çözebileceğimizi :)

Esther'im,
Benim antitezim :) Şimdi sanki yapamam ben dediğin gibi. Ama divalıkla ilgili söylediklerin çok güzel. hayatımın başrolünde olduğumu hatırlatman da..

Yahu bu sanal dünya baya güzelmiş. Derdimi anlattığımda ciddiye alan, bana destek veren sevgili arkadaşlar çıkarıyor bağrından. Sağolun. İyi ki varsınız. iyi ki arkadaşımsınız.

kirmizi said...

sen sagol guzelim Talismanim:)

Anonymous said...

Buraya yorum yazan tek erkek (sanırım) olmak biraz garip olacak ama neyse...

Olay ne bir yarış ne bir film. Ne yapalım olmuyor seni sevmeyenle, ölelim mi? Ya da "Sevsene lan beni!!!" diye pankart mı açalım? Boş veeer.

Esther, "you are evil."

Anonymous said...

TALİSMAN SİBEL CAN IN BİR PARÇASINI SANA ARMAĞAN EDİYORUM İNANILMAZ KEYİF VERİCİ BİRŞİY GİDE NE BYE BYE GELENE HAY HAY


O GÖNLÜNEDE SÖYLE ALDIRMASIN SEN SARKILAR SÖYLE İÇİNDEN POZİTİF OL HERŞEY ESKİSİNDEN DAHA GÜZEL OLACAK BELKİ PLATONİK YERİNE GERÇEK AŞKII BULURSUN BELLİMİ OLUR

Talisman said...

Hahaha Everfever ım sen beni güldürdün Allah da seni güldürsün. pankart açma fikri çok iyi, hatta Genel Müdürlüğün önünde oturma eylemi yapabilirim: "Sevmiyo Lan", ertesi gün "Gene sevmiyo Allahsız", ertesi "Şerefsiz lan bu" filan şeklinde pankartlarla otururum. Bu arada iyi insan lafının üstüne gelirmiş ya, bu da önümden geçti bunu yazarken. Off :) İşte, platoniğinizi işyerinden seçmeyiniz, ortalıkta dolaşıyo bunlar. Yerinde otur ne var ki, zaten beni sevmiyosun, cibiliyetsizz.. :)
Esther e de çatma bak, kızınca 10 kaplan gücünde olabilir Estherim :))

Talisman said...

Diagonelcim yoktun çoktandır hoşgelmişsin. Gönlüme söyliycem bakalım ne diycek.. :) Dumur oldu garip bu aralar ama düzelince bir daha söylerim. :)

limonagaci said...

postunu şimdi okudum
kendini daha iyi hissetmene sevindim talisciğim ama bence esas kilit konusu hoşlandığın cocuğun baska bir arkadasından hoslanması değil
esas sorun senin kendi hayatındaki hep yan rolleri kabullenmenle ilgili.
bence bi düşün.
çok kitap, çok film, yetiştiriliş, yaşamsal problemler tabiki etken ama sen var bir tane. başroldeki ama yine senin tarafından hep geri plana itilen.
bence buna izin verme
sen bunu hakketmiyorsun
sevgiler
yandım limon.

Öykücü said...

Seni okumaktan çok hoşlanıyorum Tal.Esprilerine çok gülüyorum, entellektüelliğini seviyorum.Hergün hatta bazen bir kaç kez uğruyorum bloguna.

Sevmek,hoşlanmak zaman ve emek hatta paylaşım ister.Sen bu çocuğu öyle yanından geçince üzülecek kadar uzun zamandır mı tanıyosun ki?

Sen sevmeyi/sevilmeyi seviyorsun sanki.Dolayısıyla çocuğa da gereğinden fazla anlamlar yüklüyorsun.Bana öyle geldi yani.

Diyet nası gidiyo bu arada?

Sevgiler.

ESTHER said...

offf işte erkek mantığı.. "ne b ir yarış ne bir filmdeyiz" dersiniz. bu vurdumduymazlık, adam sendecilik, bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasıncılık sizin doğanızda var.. bize de böyle olmayı önerirseniz ne yazık ki dünyada ilişki diye birşey kalmaz cancağzım... sizin bu umursamazlığınız biz kızları plan kurmaya ince düşünmeye çeşitli hesaplar yapmaya teşvik ediyor... bir şekilde bu zıt kutuplar sayesinde birleşiyoruz zaten.. sus ve kızların işine karışma :)

Anonymous said...

Sayın Esther,

Kızların işine karışamam zaten, o entrika ağının içinde kaybolurum. İlişki diyince farklı şeyler anladığımız bariz. Bence ilişki dediğin insanın üstüne yakışanı giymesidir. Sürekli bir iktidar kavgası, bu taraf ve öbür taraf çatışması değildir.

Ayrıca Taliscim, Everfever internette kaplan terbiyecisi olarak çalışır. İnternette 4 leşim var benim. İnternete giremiyor adamlar senelerdir. Maillerine bile bakamıyorlar :D

En son not, biz ona iti an çomağı hazırla diyoruz. ;)

cincin hanım said...

iyi ki aralarını yapman falan beklenmiyor senden.o daha da bir acı olurdu.
bu arada nedir bu polyannamsı yaklaşımım "buna da şükür"diyerek bilemiyorum ama platonik işte adı üstünde.yeni bir platonik buL saplantı haline getir,acılanmaya gerek yok.
şeyy...bu arada ben bazen okuyorum da blogunu.SELAM=)

Talisman said...

Limoncum,
Özür dilerim ama "yandım Limon" çok hoş bir laf :) Sana da bu yakışırdı. Olumlu insanım :)
Öykücü'm sağol,
Beni şımartıyorsun :) Bir de bizim kütüphane pek benzermiş sadece Meave Binchy tutmadı o da takdir edersin bana biraz romantik kalıyor :))
Sen sevmeyi seviyorsun demişsin ya o doğru olabilir bir de belki hislerime aşk adı vermekte aceleciyim.
Esther'im Everfever ım aranıza girmiyorum, korkarım ben :)) Ama iti an çomağı hazırla süper, onu demeden geçemiycem :)
Cincin hoşgeldin,
Seni tanıdığıma memnun oldum :) Sitene de koşup baktım, Demian ı okuyormuşsun, ben çook etkilenmiştim o kitaptan, Abraxas diyorum başka birşey demiyorum. Kıskandım seni, Demian ı ilk kez okuyor olmayı isterdim şimdi :)

Sevgilerr..

Nakhar said...

kimisi erken bulur ruh eşini (bak: "ben"
)
kimisi de daha geç
(bak: "gaykedi"
)

ve kimisi de 50 sinden sonra bulur... ama tam olur...

erken veya geç değildir önemli olan... birbirine olan duygu bağıdır...

inan ki geçiyor bu bunalımlar... zaten ellerinle hediye etmişsin... belkide bir kez içinden geçirdin... bende şu kız kadar sıska, iyi huylu olsam, ve sevdiğim adam bana baksa...

ve olmuş işte... sevdiğin adam olmak istediğin kıza vurulmuş...

elbet bulacaksın ruh eşini... o zaman rahat edeceksin... ve duygusal komeditarzında bir hayat süreceksin... :) AMİN

Anonymous said...

Talişim,
Sen gönlümüzün sultanısın yahu :)
Hadi bana nuri alço gazozu ısmarlada keyfimiz yerine gelsin :))

Talisman said...

Nakhar' ım bu belki iddialı bir laf olacak ama yağcı görünme riskine karşın yine de söyliycem: Sen benim içimi ısıtıyorsun. Sanırım çok samimi ve içten olmandan. Ha bir de ben seni biraz C.R.A.Z.Y. nin Zack ine benzetiyorum. Seyret şu filmi bak anlayacaksın, özellikle küçüklüğünü.. Bebeğim benim, kendine iyi bak, çok sağol. (ay abarttım mı, kızmasın Gaykedi :))

Umar'ım,
Yav Süleyman Turan dan Nuri Alço ya geçsem biraz radikal bir değişim olmaz mı? Gerçi belki Nuri Alço da eskiden Süleyman Turan dı sonra baktı olmuyor, ilaçlı gazoza başvurmak zorunda kaldı :)) Allah göstermesin o günleri, ne diyim :))